Kur'ân-ı Kerîm'i okudukça o senin gören gözün, duyan kulağın olur, unutma. Unutmam, diyor Süleyman. Dağa taşa bakarsın, şu gördüğün çiçeklere, sokaktan geçen adamlara, her şeye, her şeye. Bu çiçek neler söylüyor, bu adam nereye gidiyor, bu taşı buraya niçin koymuşlar, hep anlarsın. Gece ile gündüz, uyku ile uyanıklık, hayatla ölüm birleşir. Dünyada niçin varsın, anlarsın. Okudukça açılırsın. Açılırsın ne demek? Ayakbağı olan şeylerden kurtulursun bir, bir. Gittikçe hafiflersin. Hafiflersin ne demek? Biri sana ağır bir söz söyler, biri sana ağır bir yük yükler, biri seni över de göklere çıkarır, biri sana mani olmak ister, biri seni çekip götürmeye çalışır, biri önüne engeller yığar, bir başkası para yığar, biri der ki aç kalırsın, biri der ki yapamazsın, biri der ki olmaz, imkânsız. .............. Bütün bunları aşarsın, anlıyor musun?
Sayfa 41 - Red CephesiKitabı okudu
"Ne güzel adamlar var Seven Özleyen Bekleyen İhanet nedir bilmeyen Aşık olabilen Ve birde kadınlar var Böylesi adamlara hiç denk gelmeyen."
Reklam
Sapık zihniyete ithafen;
Bakın şu adamlara: gözlerinden belli – bir kadının yanında yatmaktan daha iyi bir şey bildikleri yok yeryüzünde. . Hiç olmazsa hayvan olarak kusursuz olsalardı! Oysa hayvan olmak için masumiyet gerekir.
Sayfa 91 - epubKitabı okudu
Amerika’ya daha ilk ayak bastığımda başlamıştı gariplikler silsilesi. Bilen bilir, yurt dışında okumaya gittiğiniz zaman üniversite size bir “host family” ayarlar, yani sizi misafir edecek Amerikan aile .. Siz de hem seyahatin yorgunluğunu atlatır hem de bu sırada kendinize kalıcı bir yer bulursunuz. Benim kalacağım aile de şimdiye kadar
O adamları ay ışığında bir kadın fısıltıyla öpseydi; o adamlar önleri sardunyalı pencerelerden rüzgârlara baksaydı; o adamların çatılarına her bahar leylekler yuva yapsaydı; o adamlar söğütlerin dibinden akan sularla menevişli, uzaklara aksaydı; o adamlara akşamlar birazcık gölge düşürseydi; o adamların kirpikleri bir vakitler hiç nedensiz nemlenmiş olsaydı; o adamlar yağmur altında yalınayak yollarda koşsaydı; o adamları uçurumun kıyısında birileri göğsüne gömseydi; o adamlar bir gün olsun güneşi serçelerle karşılasaydı; o adamların dilinde keder bir erguvan dinginliğinde dönseydi… Yaşlılar, bedenlerinde bir ince sızı, parklarda öpüşen çocuklarla gönenirdi. Kimse kendi rengini başkasının burcuna çekmeye çalışmazdı. Evler evlerin üstüne bir değirmen taşı gibi kurulmazdı. Herkes durduğu yeri biricik doruk, dünyanın tek gerçeği sanmazdı. Pencereler yıldızlarla ürpere ürpere sevişirdi. Aşkı ölümle kuşatılmış bir ülkede mutluluk, mutluluk sayılmazdı. Özgürlük insanın aldığı soluktan belli olurdu. Kimsenin eli kimseye ölüm için uzanmazdı. Doğanın büyüsü ile yüreğin gizi akla iyilikler katardı. Bir hüznü söylerken bile söz, insana güven ve incelik verir, bir gökyüzü genişliği ile dünyaya barış getirirdi.
Sayfa 100 - 1995Kitabı okudu
Karısının ardından yüreğine gözyaşı döken cesur adamlardan da mı yok? Yerini kadının sesine tahammülü kalmayan adamlara mı bıraktı şimdi.
Reklam
~ Ne güzel adamlar var Seven Özleyen Bekleyen İhanet nedir bilmeyen Aşık olabilen Ve bir de kadınlar var Böylesi adamlara hiç denk gelmeyen.. ~
Sizi Allah'ın emaneti olarak gören adamlara güvenin.
Ne mutlu aşkları yüzünden haysiyetlerini kaybetmeyi göze alabilen adamlara ! ..
Sayfa 142Kitabı okudu
“Bakın şu adamlara: gözlerinden belli bir kadının yanında yatmaktan daha iyi bir şey bildikleri yok yeryüzünde.”
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 22. BasımKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.