Yüzme sanatı- herhalde bütün sanatlar- tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız, diğer şeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendimiz olmaktan kurtulup yaptığımız şeye dönüşüyordunuz.
"Herhalde bütün sanatlar tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız, diğer şeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendiniz olmaktan kurtulup yaptığınız şeye dönüşüyordunuz."
Reklam
“İnsan olmak her türlü duyguya sahip olmak demektir. Bu duyguların bazılarını severiz bazılarını da sevmeyiz. İster fiziksel ister duygusal olsun, acı evrenseldir. Acı hoş bir duygu olmasa da, genelde gerçek ıstıraba yol açan şey, acıdan kurtulma ya da kaçınma mücadelesidir. Bu önerme, kabul ve adanmışlık terapisinin kalbinde yer alır.”
Sayfa 19
Adanmışlık, sadece umutsuz bir duygusallıkla, akılsızca kendini öldürmek gibi bir şey değildir. Bundan çok farklıdır. Adanmışlık en muhteşem şekilde sonsuza kadar yaşamaktır. İnsanlık ancak bu saf adanmışlığa bağlı kalarak ölümsüz olur. Fakat adanmışlık için bir kılık da gerekmez. Herkes bugün, tam şu anda oldukları şekillerde kendilerini adamalıdır. Çapa yapan biri, çapa yaparkenki haliyle adanmışlığını göstermelidir. Kendin hakkında sahtekâr olamazsın. Adanmışlıkta ertelemeye izin verilmez. İnsanın her ânı, her dakikası adanmış olmalıdır. Kaşo Usta mükemmel, tam bir adanmışlığın nasıl olması gerektiğine dair yöntemleri düşünüp durmanın en anlamsız şey olduğunu tekrar tekrar vurguladı. Dinlerken defalarca kez kızardım. Şu âna kadar, kendimi Yeni Adam, Yeni Adam diye açıklayıp duruyordum. Adanmışlığın dış görünüşüne, kılığına fazla özendim. Görünüşe göre makyaja, süslemeye çok takılmıştım. Yanı başımdaki Yeni Adam tabelasını cesurca indirmeliyim. Zaten çevrem de en az benim kadar aydınlanıyor. Şimdiye dek ortaya çıktığımız yerler hep kendiliğinden parlak ve görkemli olmadı mı? Bundan sonra artık hiçbir şey demeden, ne hızlı ne yavaş, tam olması gereken tempoda dosdoğru yürüyelim. Bu yol nereye gidiyor? Bunu büyüyen bir asmaya sormalısın. Asma sana cevap verecektir: "Hiç bilmiyorum. Ama güneşe doğru büyüyorum."
sonra oradan savaş geçti. Hiçbir ev, hiçbir hatıra hasarsız kalamadı. Her şey çürüdü: Arkadaşlık, aşk, adanmışlık, akrabalık, inanç, sadakat. Hatta ölüm. Evet, bugün ölüm bile kirlenmiş, bozulmuş gibi geliyor.
Sayfa 30 - YKY
Sessizlik. Geçip giden arabalar. Metronun gürültüsü. Seher vaktini çağıran kuşlar. Eve gitmek istiyorum diye sızlandım. Oysa evdeydim zaten.
Sayfa 33
Reklam
Yüzme sanatı -herhalde bütün sanatlar- tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız, diğer şeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendinize olmaktan kurtulup yaptığınız şeye dönüşüyordunuz.
Adanmışlık sadece umutsuz bir duygusallıkla akılsızca kendini öldürmek gibi bir şey değildir. bundan çok farklıdır adanmışlık en muhteşem şekilde sonsuza kadar yaşamaktır. insanlık ancak bu saf adanmışlığa bağlı kalarak ölümsüz olur.
insanı düşünün, bir ömür var, yaşayacak ve ölecek. O hayatın içerisinde onun kendisine sunduğu nimetlerden bir şekilde yararlanmak istiyor. Bu çok insani bir şey aslında. Çok doğal bir şey. Zaman zaman şöyle düşündük; biz adanmıştık, dolayısıyla o adanmışlık üzerine her türlü şeyimizi yok sayabildik. Hayatın ekonomi yanını düşünmedik, yoksulluğu, bütün zorlukları göze aldık, bunu herkes yapmalı, yapmayan da bizden değildir gibi düşünmüşüz.
“Su Krallığı'na saygı duyarım. Bir lordu destekleme ihtimalim olsa ki bu benim varoluşuma aykırıdır, Arın'ı seçerdim. Sence neden?” Bilmiyorum anlamında dudak büktüm ama doğrusu tahmin ediyor ve tahmin ettiğim şey olmasından korkuyordum. “Amaçları uğruna gözünü karartan ve bunu muazzam bir tutkuyla yapan herkes saygıyı hak eder,” dedi. “Adanmışlık. Bunun ne anlama geldiği hakkında en ufak bir fikrin yok. Bu yüzden Arın'ın varlığı senin yokluğun anlamına geliyor ve daima da gelecek. Sen onun sudaki bir yansımasısın sadece, küçük bir dalgayla silinebilecek.” Kadeh elimde öylece kaldım. “Cehennem kraliçesi ve akıl oyunları,” diye gülümsedim kendimi toparladığımı belli etmeden. “Alevler sana fısıldarken yeterince kuvvetli değil miydi ateşleri? Su Lordu'nu ben kurtardım. Su Halkını ben geri getirdim. Tacı onun başına koyan bendim. Taşı geri alan olduğum gibi.” “O halde neden bir yansımasın? Yoksa bir gölge mi?” “Tuzağına düşmeyecek kadar akıllı, seni tuzağa düşürebilecek kadar deliyim.”
Sayfa 174 - Dex yayınları, Lilith, Nova.Kitabı okudu
Reklam
Robert Kennedy
GSMH çocuklarımızın sağlığından, eğitimimizin kalitesinden ya da oyunlarımızın neşesinden söz etmez. Şiirimizin güzelliğini ve evliliklerimizin kudretini ölçmez. Politik tartışmalarımızın niteliğini ve temsilcilerimizin güvenilirliğini değerlendirmekle ilgilenmez. Cesaretimizi, aklımızı ve kültürümüzü dikkate almaz. Ülkemize duyduğumuz şefkat ve adanmışlık hakkında tek bir söz söylemez. Kısacası GSMH, yaşama cefasını değerli kılan şeyler dışında her şeyi ölçer.
Yol değiştirmiyorsa insanı, ne anlamı var yürümenin? Yolda edilen mesafe bir uzunluk değil bir adanmışlık ölçüsüdür.
Kayıtsız Şartsız Kötülüğe Adanmışlık
Böylesi bir adanmışlık, her şeyden önce (ama tümüyle değil) Jean Genet'nin hayat tecrübesine dayanır. Nasıl başkaları İyilik arayışı­na girişiyorlarsa Jean Genet de Kötülüğü arar. Böylesi bir arayışın akıldışılığı ilk bakışta bile anlaşılabilir. Sartre da bunu vurgular: İyilik olarak algıladığımız sürece Kötülüğü ararız.
Sayfa 141Kitabı okudu
Adanmışlık, sadece umutsuz bir duygusallıkla, akılsızca kendini öldürmek gibi bir şey değildir. Bundan çok farklıdır. Adanmışlık en muhteşem şekilde sonsuza kadar yaşamaktır. İnsan ancak bu saf adanmışlığa bağlı kalarak ölümsüz olur.
Resim