Bak DOSTUM! Cahil ile dost olma İlim bilmez, İrfan bilmez, Söz bilmez, Üzülürsün Saygısızla dost olma
ÜZÜLÜRSÜN Bak dostum! Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez,söz bilmez; üzülürsün Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün. Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün. Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kral bilmez; üzülürsün. Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün. Ukalayla dost olma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün. Namertle dost olma: Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün. ALINTI
Reklam
Üzülürsün
Cahil ile dost olma İlim bilmez, İrfan bilmez, Söz bilmez, Üzülürsün Saygısızla dost olma Usûl bilmez, Âdap bilmez, Sınır bilmez, Üzülürsün Aç gözlü ile dost olma İkram bilmez, Kural bilmez, Doymak bilmez, Üzülürsün Görgüsüzle dost olma Yol bilmez, Yordam bilmez, Kural bilmez, Üzülürsün Kibirliyle dost olma Hâl bilmez, Ahvâl bilmez, Gönül bilmez, Üzülürsün. Ukalayla dost olma Çok konuşur, Boş konuşur,Kem konuşur, Üzülürsün. Namertle dost olma Mertlik bilmez, Yürek bilmez, Dost bilmez, Üzülürsün. *Şeyh Edebali
Bak dostum!
Cahil ile dost olma:ilim bilmez,irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.saygisizla dost olma:usul bilmez,adap bilmez, sınır bilmez: üzülürsün.aç gözlü ile dost olma:ikram bilmez,kural bilmez,doymak bilmez: üzülürsün.Gorgusuz ile dost olma:yol bilmez,yordam bilmez,kural bilmez; üzülürsün.kibirli ile dost olma:hal bilmez,ahval bilmez, Gönül bilmez; üzülürsün.ukala ile dost olma: çok konusur,bos konusur,kem konusur; üzülürsün.namertle dost olma:mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez;üzülürsün.
Türkiye'nin esrarlı dönüşümü
tarihin en gizemli ve sırlarla dolu adamlarından birisidir. hakkındaki ortada dolaşan negatif söylemlerin lozan ile ilgili olanlarını bir yazıda şöyle anlatmışlardır. alıntıdır: burhan bozgeyik - milli gazete hayim naum: lozanda bizi teslim, pardon temsil eden yahudi tarihimizdeki büyük hatalar bir yahudi’nin lozan heyetine dahil
OSMANLI VE ADAP Seçkinler sadece iktidar sahibi olmakla kalmayıp, (ulemanın bekçisi olduğu ve medreseler sistemi kanalıyla yeniden üretilen) yazılı İslâm kaynaklarına ve (asker/bürokrat seçkinler sınıfının niteliği olan ve gayrıresmî öğrenim ve eğitim yoluyla yeniden üretilen) adab adındaki, daha laik bir töreler ve beğeniler bütününe dayanan klâsik bir uygarlığın, bir “büyük geleneğin” bekçiliğini de yapıyordu. Bir Osmanlıyı Osmanlı yapan değerler ve kanılar bütünü olan bu uygarlık, çok farklı unsurlardan meydana gelmiş bir İmparatorlukta esaslı bir bütünleştirici güç oluşturmuştu. Bu uygarlıkla, ufku yakınındaki köylerle ya da diyelim ki pazarın kurulduğu kasaba ile sınırlanmış ve neredeyse tek bir kişinin bile okur-yazar olmadığı kırsal nüfusun bakış tarzı arasında son derece geniş bir uçurum vardı. Seçkinler uygarlığı ile halk kültürü arasındaki tek bağ, İmparatorluğun her tarafında sıkı bir tekkeler ağı kurmuş olan Mevlevi, Nakşibendi, Rifâi ve aykırı Bektaşi tarikatleri gibi tarikatler tarafından oluşturulmuştu. Bu tarikatlere üyeliğin farklı toplum katmanı gibi sınırlamaları bulunmuyordu ve önde gelen şeyhlerin nüfuzları en yüksek çevrelerde bile güçlüydü. Erik Jan Zürcher (Modernleşen Türkiye'nin Tarihi, s. 29)
Reklam
352 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.