Yaşamak, düşmekle kalkmak arasında geçirdiğiniz korkulu, ümitli, telaşlı zamanın adı. Düşüp düşüp kalkma sanatı. Ben maalesef pek başarılı olamadım. Çünkü kalkabilmek için, düşerken aldığınız yaraları iyileştirmeyi bilmeniz gerekiyor. Oysa ben her gece ağrıyla uyudum, her sabah sancıyla uyandım.
Sayfa 109
Senin kaçış yerin neresi peki? Sakın unutma, hayallerin yoksa sen de yoksun bu dünyada. Gözlerini kapatıp hayal kurmak istediğinde zihninin içinde beliren tek bir hayal bile yoksa yanlış yerindesin hayatın. Hadi, zorla kendini, bul hayalini... İçindeki Kumru ne diyor sana? Nereye gitmek istiyor içindeki küçük çocuk? Ne yapmak istiyor? Başkaları için yaşamak yormadı mı seni? O nasıl mutlu olur, bu nasıl sevinir, onun istediği şey nedir? Bunlardan yorulmadın mı? Kendine bir kez olsun "Ben ne istiyorum?" diye sormadın mı? Bu gece senin gecen olsun. Bu gece sahnede sen ol. Bu gece hayallerinin gecesi olsun.. Bu gecenin adı "Hayal Gecesi" olsun, bu gece kafanın içi yalnızca senin hayallerinle dolsun. Kendini olmak istediğin her yerde hayal etmek, kendini olmak istediğin her şekilde hayal et. Bu gece de kendine sor ne istediğini, "Ben ne istiyorum?" de kendine, "Ben nasıl mutlu olurum?" de. Kendini sahnenin arkasında tutmayı bırak artık. Hayat senin sahnen. Hayal ettiğin her şey o sahnede canlanacak, inan buna.
Yaşamak için ya otları ya hayvanları öldürüp yemek çok adi, çok görülen bir işkence, nedense, o güne kadar benim gözümden kaçmış.
Sayfa 56
bulutların arkasındaki güneş görmek gibi..
"Sahiden, dopdolu, kusursuz olarak yaşamak için yalnızca birkaç yılınız var. Gençliğiniz gidince güzelliğiniz de gidecek, o zaman birden göreceksiniz ki artık kazanabileceğiniz zafer kalmamış. Ya da adi birtakım zaferlere yetinmek zorunda kalacaksınız ki, geçmişin anıları bu zaferleri yenilgiden de acı kalacak sizin için."
Sayfa 35 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Gerçekten Aşk neydi?
Aşk Bu; Adı Üstünde Sarmaşık, Azıcık Sırnaşık, Biraz Da Şımarık! Gerçekten Aşk neydi? Erilleri şair edecek, duyguların doruklarına çıkaracak kadar neydi bu Aşk? Aşk’ı dile getirmek erillere mi düşüyordu? Dişil dişiliği gereği, Aşk’ı duyarak mı Aşk’ı yaşamak istiyordu? Kimin duygusu daha yoğundu? Aşk’ını dile getiren erilin mi, sevgi sözcüklerini duyarak Aşk’ı yaşamak isteyen dişilin mi? Sahi birbirinden farklı iki insanı bir araya getiren ortak nokta neydi? Aşk mı ortak noktaları, Aşk yüzünden mi ortada noktaları? Bu nasıl bir çekim ki, ortak ve orta noktaları birbirleri oluyordu? Neden kendimizden farklı kişilere çekiliriz, kendinde olmayan eksik hissettiklerini tamamlamak için mi?
Yaşamak, düşmekle kalkmak arasında geçirdiğimiz korkulu,ümitli, telaşlı zamanın adı.
Can Yücel
Koskocaman bir maviye düşüp, İçinde bir kaç zaman yaşamak istiyorum. Adı deniz olsun...
Yaşamak, salınmaktır.
Kadim zamanlardan beri ‘ora et labora’ adı altında hüküm süren ünlü bir salıncak vardır. Dua etmekle çalışmak arasına bir çan gibi bir o yana bir bu yana salınmak, manastır sakinlerinin yüzyıllar boyunca doygun bir hayat yaşamalarına imkân vermiştir, anlaşılan. Dünyevi alemde, gerginlikle içe dönmek arasında salınmak, benzer bir kalıcı etki yaratabilir: Yahut, haz ile feragat arasında salınmak.
Ben basit bir yaşama inanırım. Dünya görüşüm de, ahlakım da son derece basittir. Ayrıcalık istemeden, iktidar olmadan, en doğru benim düşüncemdir demeden yaşamak. Yeryüzünün annemiz olduğuna inanırım, toprağın, suyun, gökyüzünün bütün canlılara ait olduğunu düşünürüm. Tıpkı toprak gibi, su gibi, gökyüzü gibi bilginin de hepimize ait olduğuna inanırım. Birilerinin öğrendiklerini sır adı altında kendilerine saklamasını ayrıcalık sayarım, bunu kabul edemem. Birilerinin nefisleriyle terbiye adı altında ,yaşamı küçümsemelerini kabul edemem.
❝ İlim Rahattan Fedakarlık İster..
Üzücüdür ki bugün öğrenciler arasında zihni tembellik yaygınlaşmıştır. Rahatı ve eğlenceyi, ciddiyet ve istikrarlı çalışmaya tercih etmektedirler. Rahat içinde yaşamak, lüzumsuz işlerle uğraşmak onlar için yaşamın gayelerinden biri olmuştur. Onların hedefleri nefsin arzularını temin etmektir. Derse ve ilim tahsiline vakitleri kalmamıştır.
Sayfa 96 - Otto YayınlarıKitabı okudu
Güzel bir çay tadında tünaydın o zaman:)
Demliği fincana doğru eğdi. "Koyu çay rengi"; başka adı olamazdı bu rengin. Üzerine sıcak su ilave etti. İncecik limon dilimlerinden birini usulca fincana bıraktı. Renk, koku, sıcaklık; ilk yudumda tamamdı. Latif bir esinti ruhuna değdi, yumdu gözlerini, yaşamak çok güzeldi.
Sayfa 246
İnsan, kendini hayata ait hissettiğinde yaşar, mevsimleri fark ettiğinde yaşar.. Yaşamak dokunmakla, koklamakla, sevmekle, sonbaharla, yazla, güneşle, yağmurla, gülüp ağlamakla, anlaşmak ve anlaşılmakla ilgili bir şey. Basit şeyler istediğinde yaşarsın, olağan akışın parçası olabildiğinde...Diğerinin adı sadece paralı olmak. Para zenginlerindir; yaşamak ise isteyen herkesin, hepimizin..
Bir radar aynasında bir ışığın belirip bir iz bırakarak akıp kaybolması gibi görünüp kaybolan muhtelif kadınlar. Herhalde kızlar gelinler analar bunlar. Belli ki aile içinde herbirinin ayrı bir adı, ayrı bir kişiliği ve mevkii olan, fakat dışa karşı hepsi aynı hizmet duygusu içinde erimiş kadınlar. Her an bir perde arkasındalar, her an varlar ve onların tuttukları, heder olmaktan korudukları bir hayatın içinde oturuyoruz.
Şanidar Mağarası, bugün Kürdistan'ın Hewlêr kentinin Mergesor bölge sinde bulunmaktadır. Eski bir tarihsel yerleşim yeri olmasının yanı sıra 9 Neanderthal insan iskeleti bulunmuştur. Bu iskelet kalıntılarının tarihi 60 bin yıl öncesine tarihlenmektedir. Buradan elde edilen bulgularda; bu insanlann ölüleri için ayinler yaptıkları, ölülerini çiçeklerle süsleyerek gömdükleri de tespit edilmiştir. Ölü gömmeler için ünlü arkeolog Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent adı çalışmasında; "İlk insanın ölüye olan saygısı, belirli bir toplanma mekanı ve sonuçta daimi bir yerleşim yeri aramasında pratik ihtiyaçlardan daha önemli bir rol oynamıştır belki de" dediğini ekleyelim.
Sayfa 38 - Aram YayınlarıKitabı okudu