duvara, pencereye bakıyor, yorgun bir sesle sorular soruyor, yanıtı unutuyor, bana daha fazla kızıyor bağırıyor, bu da beni yaralıyordu. Herkesten daha adil olmalıydı benim annem, masallardaki anneler gibi tıpkı.
"Kanun karşısında boynumuz kıldan incedir. Ama adaleti sağlayan kanun karşısında. Çünkü her kanun adil değildir."
Reklam
Muhammed b. Beşîr şöyle der: Dünkü gün, adil bir şahid olarak artık geride kaldı, Bugün de sana adaletle şahitlik edecektir! Eğer dünü bir kötülük ile geçirdiysen, Bugün, hamd ederek güzellikle iki iyilik işle! Sakın, iyilik işlemeyi yarına bırakma! Belki yarın olduğunda sen olmayacaksın!
“Hayat adil değil,”diyorum. Hayatın adil olmadığını herkes biliyor, mesele bunu kabullenip kabullenmemekte.
Hayatimiz sadece kendimizle sinirli olmamalı.Anlamli hayat, maddiyatla dogrudan iliskili degildir. Hepimizin hayatında baskalarina verebilecegimiz manevi meziyeterimiz,vicdanla yogrulmus özelliklerimiz vardir. Söyle de ilginc bir nokta var: Ihtiyac olanlara daha çok yardim edenler maddi olarak daha sinirli imkânlara sahip olanlardir. Vicdan, "Kimse görmeyecek ama ben bilecegim," demektir. Vicdan, erdemdir. Bugünün Türkiyesinde erdem biriktirmekten mal ve para biriktirmeye geçildi. Özür dilemek erdemken, bugün ne pahasına olursa olsun bagirarak hakli çikmaya alismak dogru sayilıyor. Zayif olanin yaninda yer almak, onun için gözyası dökmek ve onu korumak eskiden makbul sayilirken bugün güçlüden yana olmak, isine geleni, kendi görüsine uyani dogru ve adil kabul etmek dogal sayilyor. Dünya sorumluluk almadigi hâlde, basarinin küllerini hak ettigine inanan insanlarla dolu... Kalabaliklar içinde içsel yalnizliginin üstesinden gelemeyenler, bunalim içinde, çözümü "eller havaya" partilerinde, alsveriste, yemekte, dedikoduda, cinsellikte, madde kullaniminda ve nihayetinde psikolog ve psikiyatr ofislerinde ariyor. Biliyorsun, hep merak edilen bir soru vardir. Gelecekte ne olacak? Bu sorunun en basit cevabi, bugünün nasil degerlendirildigine bağlı.. Sokrates, mutluluğun zenginlikte değil; sevgi ve erdemde olduğunu söylemiştir. Sabah saat sekizde “Akşam olsa…” , haftanın ilk iş günü de “Bir an önce ölsem,” demenin başka bir biçimidir. Dünyadan aldığımız karşılık, dünyaya verdiğimize bağlıdır.
Sayfa 27
Bazı anne babalar çocuklarına, "Dediğimi yapacaksın." derler Bu adil olabilir. Çocuklardan anne babaları sorumludur. Ancak sonra da "bunu yapmaktan hoşlanacaksın." derler. Bu bir çocuğu çıldırtır, çünkü bu sözler, çocuğun ayrı bir birey olduğunu inkar etmek anlamına gelir.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.