Ne ya-
palım, oluyor! Yolda giderken kamyonlar bile devriliyor ... Bizi
affedin ... Hökümeti de affedin ... Böyle bir hökümetimiz olduğu
için bizi yeniden affedin ... İşte böyle benim tekneli dayılarım!..
Bundan böyle hiçbir boka karışmayacağım! Bundan böyle iki
adım olacak: Biri "Gel", biri "Git" ! .. Gel derlerse geleceğim, git
derlerse gideceğim. Ver 5 kuruş vergi, al 5 kuruş vergi ... İşte
böyle! Görüyorsunuz benim de halimi! Nasıl dinim imanım gev-
riyor, nasıl tırnaklarımı yiyorum! Nasıl gözlerimden kan geli-
yor, görüyorsunuz. Emme başka demem: Sebep olanlar kebap
olsun! Sebep olanlara göz yumanlar da kebap olsunlar! Bun-
dan sonra tüfeğim doludur, sakın elime geçmesinler, sakın yo-
lumun üstüne çıkmasınlar ... Bu kadar bilir, bu kadar derim ...
Başka bilmem, başka demem . .. »
"Yağmur bir adım ötemizde
Kabarmış ağulu mantar
Sessizliktir ateşin yanındaki kütük
Suyun ışık değmiş kabuğu
Sen tane tanesin sevgilim
Denizim ben batık aşklarla dolu"
Fakat niçin bunları bu kadar ince düşündüğüm halde bir türlü kendimi hadiselere uyduramıyordum? Niçin hayatta önüme çıkan her yeni yola adım atmaktan bu kadar çekiniyor; her yaklaşan insana, bana fenalık etmeye geliyormuş gibi, endişe ile karşılıyordum? Bazen kendimi bir müddet için unuttuğum, bir insanda kendime yakın taraflar bulduğum oluyordu. Fakat kafama, çıkmaz bir şekilde yerleşmiş olan o korkunç hüküm, derhal kendini gösteriyor, "Unutma, unutma, unutma ki, o sana daha yakındı... Buna rağmen böyle yaptı..." diye beni hakikate davet ediyordu.
çabalayıp, bitmesin diye uğraştığım ilişkide karşı taraftan tek bir adım bile gelmeyince gerçekten kahroluyorum ama kendime saygım da olduğundan bırakıp gitmek geliyor sadece elimden. sonra acaba ben mi suçluyum, çok mu şey bekledim diye düşünüp duruyorum. zamanla kafamda kurmadığımı hayat bana hep gösteriyor. bu biraz buruk aynı zamanda mutlu da bir bitiriş oluyor.
" Ayağını yere basıp bir iki adım atmak istedi fakat kıpırdayamıyordu . Çaresiz öylece zamanın akıp geçmesini bekleyecekti. Ta ki beklediği sesi duyana kadar. Ne kadar beklediğini bilmeden suyun hafifliğine teslim etti bedenini. Bu, onun sınavı olduğuna göre şimdiye kadar bildiği, öğrendiği ve uyguladığı neyse ona devam edecekti. Sabredecek ve Kibele'ye dualar edecekti. Karanlıkta görmeyen gözlerini kapattı ve zihnini meşgul eden düşüncelerden kurtuldu."