Bedenim sebepsizce ağırlık oluşturuyor. Bir kaç adım atarken hal kalmıyor gurur yaparcasına hayatı düşünüyorum. Düşünmek duygulara mı bağlıdır? Yoksa duygularmı düşünmeye mi bağlıdır? Hayır sevgiyi bilmek için anlamak için düşünmek gerekir. Ama sevgiden anlayanın duygusu yoktur . Hepsi yalnızca yalın ayak insanlarıydı. Yapmayın bunu yardım edin sevin sayın ! Yeterki kayıtsızlığı olan şu hayatta duygusuz merhametsiz kalmayın...
Sayfa 632
"Benimle o kadar sert sevişmeni istiyorum ki," dedim, "her şeyi unuttur." Sergei beni kıçımın altından tutup kaldırdı ve ön kapıya doğru taşıdı. Bacaklarımı beline doladım ve yüzünü avuçları- mın içine alıp her yerine öpücükler kondurdum. Kusursuz bur- nuyla başladım, sonra alnına ve kaşlarına geçtim, her bir detayı hafızama
Sayfa 210
Reklam
Eğer size Mars'ta belli sayıda adım attığımı, belli defa da bizzat Brahmagupta ile karşılaştığımı söyleseydim bana inanır mıydınız? Muhtemelen hayır. Bana inanmamakta hakkınız olur çünkü dilimizde bu cümleler Mars'ta yürüdüğüme ve Brahmagupta ile karşılaştığıma işaret ediyor. Fakat matematikte yalan söylemediğimi anlamak için bu belirli sayıları sıfır olarak düşünmek yeterli. Dil, bir şeyin olup olmadığına göre farklı yapılar kullanır. Olumlama: "Mars'ta yürüdüm." Olumsuzlama: "Mars'ta yürümedim." Matematik ise bu farklılıkları tek formülde bir araya getirir. "Mars'ta belli sayıda adım attım." Bu sayı sıfır olabilir.
"Kendini nasıl bir şeyin içine soktuğunun farkında mısın Angelina?" diye sordu. Baldırındaki kılıftan bir bıçağa uzandı- ğında kocaman gözlerle izledim. Göğsüme doğru yönelttiği kocaman bıçağı takip ettim ve bıçağın hafif kıvrımlı ucunu gömleğimin ilk düğmesinin altına taktı. Pürüzsüz metal yüzeyinin üstünde kurumuş kana benze- yen
Sayfa 158
Niçin hayatta önüme çıkan her yeni yola adım atmaktan bu kadar çekiniyor. her yaklaşan insanı, bana fenalık etmeye geliyormuş gibi, endişe ile karşılıyordum? Bazen kendimi bir müddet için unuttuğum, bir insanda kendime yakın taraflar bulduğum oluyordu. Fakat kafama, çıkmaz bir şekilde yerleşmiş olan o korkunç hüküm, derhal kendini gösteriyor; "Unutma, unutma, unutma ki, o sana daha yakındı... Buna rağmen böyle yaptı..." diye beni hakikate davet ediyordu. Herhangi bir kimsenin bana bir adıma kadar yaklaştığını görüp ümitlere düşsem, hemen kendimi topluyor: "Hayır, hayır, o bana daha çok yaklaşmıştı. Aramızda artık mesafe bile kalmamıştı... Fakat işte, sonu!" diyordum. İnanmamak, inanamamak... Bunun ne kadar korkunç olduğunu her gün, her an hissediyordum. Bu histen kurtulmak için yaptığım bütün hamleler boşa çıktı...
Sayfa 143
İstikbal, nerededir bilinmiyor!
İnsan dünyasına, kendine yabancı artık. Elindeki materyallerden mutluluk bekliyor. Bir edim, cefa veya bir içsel duygusal geçiş sonucu elde ettiği değil, birkaç kağıt parçasının bir araya gelmes ile satın alınmış bir değerden bahsediyorum. Bu insanı nereye taşır? İletişim araçının, insanın amacı haline gelmesi görülür şey mi? İzlediğimiz anlamsız
Reklam
Anladım, kabullendim.
Anlamak mı, kabullenmek mi? Nedir aradaki fark? Biri zorla diğeri kendiğilinden oluşur. Fakat anlamak kabullenişin bir önceki basamağı değil midir? İşte o son basamağa adım atıldığında insanın kafasına 'dank' eder. Ne içindir çaba, emek, mücadele. Kişi kendi yaşamını, nereden gelip, nereye nasıl ulaştığını üzerini örterek gizleyebilir
"Bu taraftan." Beş adım sonra durakladı, şöyle bir düşündü ve sonra arkasına döndü. "Hayır, hayır. Bu taraftan. "Hapı yuttuk." "Hayır, şimdi hatırladım. Bu taraftan." "Aracı koyduğun yerin bir adresi falan yok mu?" "Bir kaptan, gemisinin nerede olduğunu her zaman bilir. Bu ruhani bir bağdır." "Keşke yanımızda bir kaptan olsaydı."
Artemis YayınlarıKitabı okudu
Dilimiz döndüğünce yazdık.. Uzunca okumaları sevenlere gelsin.
İnsanın beyninin içinde dönen duran düşüncelerle hayatın akışına ayak uydurmasının bu kadar zorlayıcı olacağını düşünmezdim. Daha doğrusu insanın bu kadar düşünebilecek bir varlık olduğunu düşünmezdim. Ne zaman ki bir şeyleri istemsizce düşünürken kendimi buldum, o zaman anladım. İnsan düşünmekten ibaret olabiliyormuş.
Hayatta biriktirdiğim …
Dilden çıkanlar konuşulanlar neden önemli? Kelimelerin hayat bulma durumu var.. Kelimenin hay olma durumu değiştik.. Kelime ağızdan çıkınca bir ok gibidir yerini bulmadan sonu olmaz.. Bundan dolayıdır ki ya sus ya doğruyu söyle… Ve en güzel Doğru Dua dır En çirkin söz ise Bedduadır yerini bulmayanlar geri döner dedik… Duanın dönmesi ve Bedduanın
Reklam
536 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kemikler Şehri ~ Cassandra Clare . Çok uzun zamandır okumak istediğim Ölümcül Oyuncaklar serisine resmen giriş yaptım Yeni baskılarını gerçekten aşırı sevdiğimi söyleyerek başlamam gerekiyor Çok eski bir seri olmasına rağmen seriye dair hiç spoiler yememiştim. Büyük bir heyecanla başladığım seri ilk sayfadan aksiyonla başladı. Birçok türün ev
Kemikler Şehri
Kemikler ŞehriCassandra Clare · Artemis Yayınları · 20243,131 okunma
Kör Çiçekçi uzaklaşırken parayı yine usulca yere bıraktığı nokta kadın ardından çığlıklarla "deliye bak parayı yere attı delinin zoruna bak" çiçekçinin yanından koşar adım yağmurdan kaçan simitçi çocuk düşen parayı gördü. Eğilip çiçekçiye verdi. Çiçekçi parayı almadı çocuk çok ıslanıyorum şimdi seninle uğraşamam der gibi çabucak parayı çiçekçinin ceket cebine sokuşturuverdi. Çiçekçi yağmurun altında ağır ağır kararına doğru yürü. Biraz sonra elini cebine attığı parayı yeniden çıkarıp yere bıraktı. Yanında "işportacı puşta bak dolmuş parası yok Bu saatten sonra mucize olsa satamaz birazdan fırlattı O parayı dönüp dönüp arayacak" İçimden Hayır parayı alamayacak dün kendini yağmurun eğlencesine biraz fazla kaptırmıştı onu hayıflanacak.
uzaklar...
Nedir şu uzaklara gitme isteğinin hakikati... Biz böyle her hüznün gölgesinde, Çıktığımız her yenilgi tepesinde, Ne arzularız uzaklardan Berceste... Hangi belde vaadetmiş umduğumuz omuzları. Sanki hangi belde örtmüş ayıpları Bana bir şehir söyle ki, gökte olmasın bulutları... Hayır Berceste, hayır kalamayız burda böyle gitmek fikrinin bir
ŞEHADET VAKTİ
22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildiğinde, Assam el-Attar'ın kitabında anlattığına göre Kutub bu kararı tebessüm ve Allah'a ka-lvuşmanın verdiği büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Muhammed Ali Benna'nın dediğine göre Seyyid Kutub'un asılmasına asıl sebep "Yoldaki İşaretler" adlı kitabı idi.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
Resim