Yaşamın yapısında umut ve inanca bağlı olan ve onların bir halkasını oluşturan bir öge daha vardır: cesaret, ya da Spinoza'nın adlandırmasıyla, direnme gücü. Belki de direnme gücü belirgin, daha açık bir anlatım, çünkü günümüzde cesaret daha çok yaşama yürekliliğini değil de ölme yürekliliğini göstermede kullanılıyor. Direnme gücü, umut ve
http://www.narteks.net/psikoloji/atil-hareketsiz-duran-yasam-olmeye-egilimlidir-erich-fromm.html
TEK HECE Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanımla ötüştü,
Reklam
Fransız kralının sofistike bir dil kullanarak incelikle ifade ettiği görüşünü kabaca özetleyecek olursak, XV. Louis, "Ne yapıp edin sakın Türklere, "Hayır" dedirtmeyin. Bunu söyleyeceklerini hissettiğiniz anda konuyu değiştirip uzaklaşın ve daha uygun bir zamanı bekleyin. Çünkü ağızlarından bir kez hayır çıktı mı artık Nuh der peygamber demezler ve asla geri adım atmazlar," diyordu.
Sayfa 202 - France. Ministéere des affaires étrangéres. Recueil, 238.Kitabı okudu
413 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kazangap , Yedigey , Abutalip , Sarı-Özek bozkırının makus talihli insanları. Kar , fırtına ve kavurucu sıcak kaderleriydi sanki.Hayatın tüm acımasızlığına rağmen çocukları ve aileleri için hayata tutunmaya çalışan insanların yaşam hikayeleri. Kazangap ' ın ölümünden defin işlemlerine kadar geçen kısa ama bir asra bedel zaman da yaşanan acılar , öylesine ki çocukları için başından geçen olayları içeren Abutalip ' in tutmuş olduğu günlükler yüzünden eşi Zarife ve oğulları Daul ile Ermek ' ten koparılırcasına bir hiç uğruna alınıp götürüldükten bir süre sonra gelen ölüm haberi ile birlikte yumruklarımı sıktığım ve "Hayır , olamaz " nidalarıyla Sarı-Özek bozkırlarını inlettiğimi hatırlıyorum.Sonrasında yetim kalan ailenin ızdırabı insanın gözlerini yaşartıyor.Geçen zaman içerisinde insanlık bir adım bile ileriye gitmediğini ve hep yerinde saydığını buna benzer olayların halen ülkemizde de oluyor olması çok acı verici . Cengiz Aytmatov öylesine güzel bir kitap oluşturmuş ki aynı anda birkaç kitap okuyormuşcasına his uyandırıyor insanda.Ve yine kitap içerisinde geçen Orman-Göğüslüler gezegeninde yaşamayı çok ama çok arzu ederdim. Bu kitabı tekraren okuyacağımı ve izlerinin silinmeyeceğini düşünüyorum. Bu bağlamda kitapseverlere mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202145,3bin okunma
Beni iyi dinleyiniz! Oturduğum mahallede, kadınlar sokağa yüzlerini kara peçeyle örterek çıkıyorlar. Bir erkek görürlerse, arkalarını da dönüyorlar. Duvara dönüp çömelenler de var. Dini bir gereklilik mi bunlar? Hayır. Peki ne? Düpedüz ilkellik. Yazık ki birçok ilkelliğimiz daha var. Ama bir toplum donup kalmaz, değişip gelişir. Biz de ister istemez değişip gelişiyoruz. Hayatımıza öğretmen, çeteci, işçi, kağnıcı, yazar, dernek yöneticisi hanımlar karıştı. Bunlar da Müslüman. Ama bu hanımlar peçe takmıyor, çarşaf giymiyor, tavuk kafese kapanır gibi eve kapanmıyorlar. Kendilerini ikinci sınıf bir yaratık olarak görmüyorlar. Erkeklerin iki adım gerisinden yürümüyorlar. Vatan savaşına katılmayı namus borcu biliyorlar. Durum şu: Bir yanda o hanımlar var, bir yanda da sizler. İlkellikle uygarlık yan yana. Bunlar zamanla karşı karşıya gelecekler. Ya ilkellik uygarlaşmanın önünü kesecek, ya uygarlaşma ilkelliği yenecek. Türkiye'nin geleceği bu çatışmayı sizin kazanmanıza bağlı. Bu çizgide durun, gerilemeyin, ödün vermeyin, korkmayın, kanmayın, geleceğimizi ilkelliğe kurban etmeyin! (Dr. Hasan Cebeci)
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
Reklam
SORUNUN ESARETİ... Yağmurun sesinin içimin tellerini ıslattığı bu günde yapacak hiçbir şey yok ne yazık ki. Şöyle nette bir sörf yapayım dedim, içim daha da karardı. Dünyanın her yanı savaş tehdidi altında, bir yerlerde barış anlaşmaları, diğer tarafta savaş anlaşmaları. Arada kalanlar ise maalesef ölüm yolcuları. Ülkemize sığınmış bulunan
"Şu karayemişten bir adım öteye geçmeyeceksin.Tamam mı?" "Tamam"dedi Mücella, karayemişin ötesinde sinema makinesinin kolu döndükçe çığlıkları ve kahkaları artan kızların seslerini işitirken bile "Neden?" diye sormak aklının ucundan bile geçmeden. "Tamam." Çünkü o bilirdi ki annesi bir şeye "Hayır" dediyse bir bildiği vardır. Ona karşı gelinmez. O hem anne hem babadır.
Sayfa 48 - timaş yayınlarıKitabı okudu
10/10 puan verdi
·
Beğendi
AŞK Gel ey sevgili istersen yar ol gel, İstersen yara, Ne gönlümün derdini sor bana, Ne sararan yüzümü sor, Ey gönlümün sol yarısı, Aklıma koydum seni aklım almadı,
Seni İstemiyorum
Seni İstemiyorumArzu Khayal · Lopus Yayınevi · 2016134 okunma
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Mikrobiyoloji Doktorası almış, başarılı bir bilim insanı olan ve şu anda NASA’da çalışan Dr. Neva Çiftçioğlu Banes’in başından geçen bir olayı, kendi kaleminden okuyalım. “İş ve eş gereği ABD Houston Teksas’ta yaşıyorum. Geçen hafta başımdan geçen ilginç ve gerçekten çok etkilendiğim olay, evime yakın bir
Reklam
Abdülkadir Geylani
NEFİS " Nefis, tümüyle muhalefet safında durur. Durmadan niza çıkarır, daima karışıklık ister. Onun ıslahını dileyen, cihad ehli olsun. Ta şerrinden emin oluncaya kadar. O nefis, şer içinde şerdir. Onunla cihad edersen emin olabilirsin. Neticede göreceksin ki, hayır içinde hayır oluyor. Cihad devem ettiği müddetçe, onu her iyiliğe uyar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.