Yıldızlar gökyüzü denen o şemsiyeye düşmüş yağmur tanesi,
İşte orada, düşüncelerin oluk oluk kanadığı o pençe izi,
Abiciğim, abiciğim dinle, bu annemizin o hiç bitmeyen ninnisi,
İşte şimdi ensendeyim, adım ölümün kızıl gölgesi.
Ben kuyunun dibine kök salıp gökyüzüne doğru uzanan o ağacın çürüyen gövdesi,
Hep kulaklarımda, kanatlarımdaki ecelin bitmeyen melodisi,
Babacığım,babacığım izle, oynuyor perdede küçül kızının ölüm sahnesi,
İşte şimdi ensendeyim, adım ölümün kızıl gölgesi.
Dalga dalga gökyüzüne vuran gecenin içinde rüzgarın kesik sesi,
Ben Havva'nın damağına yayılan o cennetin yasak meyvesi,
Anneciğim, anneciğim dediler bana, sen bir cesedin çürüyen portresi,
İşte şimdi ensendeyim, adım ölümün kızıl gölgesi.
Bir bebeğin kalbinde büyüyen korkular olmuş, sonun beşik kertmesi,
Kokar mutfaktaki tencerede geleceğin pişmiş kellesi,
Abiciğim, abiciğim dokunun, o sudaki işlediğiniz cinayetin cesedi,