bu yalnızlık bu sürgün, insan olmak acısı
aldım yedi yavrucuğu koydum buraya
yaşıyor mu bilmiyorum o sürgün şair
yaşıyorsa bilsin diye o sürgün şair
bir gün çıkıp gelsin diye o sürgün şair
‘uçun kuşlar'
‘uçun kuşlar'
koydum adını
Ben ağacın resmini çizdim,
Hiç kimse için..
Daha ne yapraklarını yapıştırdım,
Ne de adını koydum
Yemişlerin..
Onu
Bir anlama yakıştırdım.
Adınıza büyüyor belleğimde ağaç,
Başka ağaçlar doğuruyor;
Büyümeyi bölüşüyorlar gölgelerinde..
Dal-dal, yaprak-yaprak öpüşüyorlar..
Çizmez olaydım, bizi soruyorlar..
Dönüp bizlere bakıyorum:
Dövüşüyorlar.
Bütün Şiirleri 2
Ekinlerin arasında bir yaz serinliği gibi geçerdi, kalabalığın yaprak döken yalnızlığından. Herkesin canından çekilen bir iz bırakırdı ardında. Dünyanın bütün göçmen kuşları çatıma konardı konuşunca. Sesi dört mevsimden yapılmış bir enginlikti, insanı bir ufuktan ötekine taşıyan. İçindeki kötülüğü susturmadan kimse bakamazdı yüzüne. Yürümezdi de dünyanın bütün çiçekleri yollara dökülürdü. Yaşlıların, yanlışların ve yalnızların çocukluğuna, unutulmuş iyiliğine açılan çiy damlasından bir pencereydi. Kimse, yaşamak adına bir ayrıcalık edinmeden gelemezdi önüne. Kendini bilen herkes için yalnızlık, arkasını dönünce başlardı..
gözleri aşkın ve ayrılığın anayurduydu. buğusunu güzel sözlerin emdiği uzun bir günbatımıydı ağzı. bu yüzden bir sızıydı herkesin içinde. başını kaldıran da eğen de aynı umutsuz uzaklıkla dururdu. gülüşü, dağılmış orduları önce toparlar, sonra yeni bir yenilgiye sürerdi. ben, kalbim ağzıma kadar büyümüş, köküne su yürüyen ağaç yaprakları gibi
A.T.: Bu bölümde Thomas Bernhard'ın Beton adlı romanını inceleyeceğiz. İlk defa Thomas Bernhard okuyanların duygularına tercüman olabilir düşüncesiyle kendisiyle tanışmamı anlatmak istiyorum. 1990'da Simavi Yayınevi'nden Kapak Kızı adlı romanım yayımlandı ve TÜYAP'ta imza gününe çağırıldım. O zamanlar daha çok genç bir yazarım
Yalnızlık Rıhtımı'nda Sensizlik adlı gemiyi bekliyorum.
Beni alıp da götürmesi için,
Hayallerimde düşleyip hiç görmediğim Sen adlı şehre...
Adını Şiir Koydum, Sayfa: 7