Takiyeddin Mengüşoğlu'nun İnsan Felsefesi Üzerine
İnsan (anthropos) antik çağlardan beri tabiatı (physis) ve varlığı (on) anlamlandırabilmeyi amaçlamış lakin ‘ne?’ ‘nedir’ gibi metafiziksel sorularıyla cevap aranması gereken temel felsefe problemlerine sığ bir bakış açısı geliştirmiştir. Birçok felsefi görüş bu bağlamda ontolojik probleme tekil önermelerle apodiktik bir açıdan bakıp tümeli
132 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İbn Haldun sosyoloji literatürüne katkı sağlayan çalışmalar yapsa da günümüzde onun bir sosyolog olup olmadığı hakkında tartışmalar devam etmektedir. Onu bir sosyolog olarak kabul edebilmemiz için ilk önce sosyoloğun neler yaptığına bakmalıyız. Bir sosyoloğun derdi toplumu bilmek onu bir matematik çözer edasıyla çözebilmek, onu formalize edebilir
İbn Haldun
İbn HaldunKadir Canatan · Pınar Yayınları · 201911 okunma
_Metafizik, var olanı olduğu gibi zihne tekrar kazandırmak için var olanın ötesini araştırmak demektir. _Metafizik, insanın tabiatına aittir. O, mevcudiyetin içinde esaslı bir andır: Bizzat mevcudiyettir. İnsan varlığı, hiçliğin içine dalmış bulunduğu takdirde ancak var olanla temasa geçebilir. Var olanı aşan hamle mevcudiyetin özünde meydana
198 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dahi Diktatör bir Atatürk biyografisi, ancak nerede doğduğu, annesinin banasının kim olduğu gibi basmakalıp bilgiler yerine, Atatürk’ün düşünme metotları, hayat görüşü ve tecrübeleri anlatılıyor. Kitabın ismi olarak da seçilen dahi ve diktatör kelimelerinin altı bütün kitapta çiziliyor. Atatürk’ün dehası ve diktatörlüğü birçok yerde yer alıyor.
Dahi Diktatör
Dahi DiktatörCelal Şengör · Ka Kitap · 20173,623 okunma
Her toplumun tam bir bilgi haznesiyle mücehhez olarak tamamen akılcı davranacağını düşünmek büyük ölçüde 20. yy modasıdır ve ilk kez 1906 yılında Amerika'nın ilk sosyoloji profesörü William Graham Sumner tarafından "Halk Yolları" adlı meşhur kitabında dile getirilmiştir. Batı uygarlığının kapsadığı toplumlar dışında hiçbir araştırma
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
SOĞUK DERİ “Nefret ettiğimiz insanlardan sonsuza dek uzak kalamayız ve aynı nedenle de sevdiklerimizle asla büsbütün yakın olamayız “bu alıntıyı okuyunca beni nasıl bir içerik bekliyor diye merak ederek başladım. Ve şaşırmadım çünkü girişi gibi harika bir heyecanla devam etti, hiç düşmedi heyecan ve merak. Albert Sánchez Piñol Katalanca yazan
Soğuk Deri
Soğuk DeriAlbert Sanchez Pinol · Jaguar Kitap · 20181,150 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yapıcı İmkanların Ziyanı ve Yıkıcı Sonuçlar
Tarihte hiçbir zaman “hadi bu dönemi sonlandıralım ve yeni bir döneme geçelim” denmemiştir. Hatta dönem içerisinde o dönemlere bir isim bile verilmemiştir; Rönesans, Reform, Aydınlanma, Modernizm… Tüm bu dönemler, o dönemlerden çok sonra birileri tarafından verilen isimlerdir. Dönemlendirmenin amacı kategorileştirerek meselelerin anlaşılır
Modernliğin Sonu: Postmodern Kültürde Nihilizm ve Hermenötik
Modernliğin Sonu: Postmodern Kültürde Nihilizm ve HermenötikGianni Vattimo · İz Yayıncılık · 19991 okunma
1. BÖLÜM Bilişsel Bilimler ya da Yanıtlı-Yanıtsız Sorular Demeti
• İnsanlar simgesel mantığa göre mi düşünürler? • Çocukların zihni nasıl gelişiyor? • Benlik nedir? • Zeka nedir?/ Hangi davranışlar zeki sayılabilir? Hangileri sayılamaz? • Hayvanlar akıllı mıdır? • Bilgisayarlar düşünebilir mi? • Para biriminin insanın tutumbilimsel (ekonomik) algısına ne tür bir etkisi vardır? • Türkçe’de miş’li geçmiş zamanın
400 syf.
·
Puan vermedi
kitaphaber.com.tr/insanligin-umut... İnsanlığın Umut Verici Yönleri Üzerine Bir Armağan Kitap 28.03.2022 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU "İyi olan geri verilir." İçimdeki ses her şeyi değiştirdi. Veciz sözlerle özetlemenin çok güç olduğu Armağan'ı "yaratıcı ruh
Armağan
ArmağanLewis Hyde · Metis Yayıncılık · 20087 okunma
Adli Antropoloji ve DNA Analizi
Ceset bütünlüğünü koruyor veya yumuşak dokular mevcut ya da ileri derecede çürümüş,dağılmış veya iskeletleşmiş olabilir. Otopsi ve diseksiyon yapılarak DNA incelemeleri için doku örnekleri alınır. İleri derecede çürümüş, iskeletleşmiş cesetlerde kimlik belirtimi yapmak amacı ile adli antropoloji (osteoloji) kurallarına başvurulur. İskelete ait kalıntılar bulunduğunda ilk soru bu kemiklerin insana mı, yoksa hayvana mı ait olduğudur. İkinci soru, kemikler bir veya daha fazla kişiye mi aittir? Kişinin yaşı, cinsiyeti, ırkı, boy uzunluğu ve ağırlığı nedir? İncelenen dokularda ölüm nedeni (hastalıklar, travma) ile ilişkili herhangi bir bulgu olup olmadığı önemlidir.
672 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
West World dizisini izlediniz mi bilmiyorum. Ama eğer izlemediyseniz bence bir an evvel başlamalısınız. Çünkü dizide bir tarafta insanların yarattığı robotlar, diğer tarafta kendi benliğini bulmaya çalışan insanlar. Ama aslında zaten var olan benliklerini açığa çıkarmaktan başka bir şey yapmayan insanlar. Kendini insan sanan, insanımsı robotların
Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi
Atatürk ve Türklerin Saklı TarihiSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 2010147 okunma
Sosyal-kültürel antropolojide "kültür" kavramının yeri ve önemi nedir?
Oysa antropolojik açıdan "kültürü olmayan" bir toplum olmadığı gibi, "kültürsüz" bir insan da yoktur. En küçüğünden en geniş ölçeklisine her toplum, fiziksel ve toplumsal çevresiyle baş etmesini ve sürekliliğini sağlamaya yönelik donanımları (maddi gereçler, bunların örgütleniş ve gelecek kuşaklara aktarım mekanizmaları, toplumsal örgütleniş tarzları, değer sistemleri) biçimlendirmiştir. Ve tüm bireyler, içlerine doğdukları toplumun kültürü içerisinde yetişir ve bilinçli ve bilinçsiz mekanizmalar aracılığıyla onu içselleştirirler. İçinde yaşadığımız toplumun kültürü bizi öylesine kuşatmıştır ki, çoğunlukla farkına varmayız; belirli bir kültür tarafından biçimlendiğimizin, ancak farklı bir ortama geçtiğimizde ayırdına varabiliriz: Dilden mimariye, yiyeceklerden insanların selamlaşma tarzına her şey bizi yadırgatır; uğradığımız kültür şokunu atlatabilmek, ancak kendi kültürel kodlarımızda değişiklik yaparak, girdiğimiz toplumunkilere uyarlanmakla mümkün olur. Kültürün antropoloji alanındaki ilk tanımı, bu durumu yansıtmaktadır; Edward B. Tylor, 1871 yılında yayımladığı Primitive Culture (İlkel Kültür) adlı kitabında, kavramı şöyle tanımlamıştır: "Kültür ya da uygarlık, insanın bir toplum üyesi olarak edindiği, bilgi, inançlar, sanatlar, ahlak, yasalar, adetler ve diğer yeti ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür. (...) "
Sayfa 75 - Bilim ve Gelecek Kitaplığı