Geleceği için mücadeleye hazir olmayan veya buna gücü yetmeyen bir millet, tanrı tarafindan ebediyen yok edilmeye mahkûm edilmiştir.
Sayfa 68Kitabı okuyor
Üstünlük fantezisinin ve narsisistik iknanın tarihteki en yıkıcı örneği
Adolf Hitler ve Nazi Almanya’sıdır. Hitler’in yaptığı; Birinci Dünya
Savaşı’nda yenik düşen, savaş sonrasında yoksulluk, işsizlik ve aşırı
enflasyonla ezilen, kimliğini kaybetmiş, aç bir halkı Deus ex machina2 gibi
göklerden inen bir kahraman imajı ile üstünlük fantezisine ikna etmekti.
Propaganda ve imaj yaratma konusundaki “üstün” yetenekleri ile Başta Paul
J. Goebbels olmak üzere Hitler’in etrafında toplanan destekçilerinin de bu ikna harekâtına büyük katkıları oldu.
Nazi Almanyası’nda dünyanın gördüğü en kalabalık, en çoşkulu
mitinglerin gerçek görüntülerinden oluşan Hitler A Carrier (1977) belgeseli
(Joachim Fest, Christian Herrendoerfer) dönemin hayret ve dehşet veren
gerçekliğini ortaya koyar niteliktedir.
"Adolf Hitler bir yazar, bir ressam aynı zamanda annesine çok bağlı bir insandı ve aynı zamanda sanat severdi. Ama bu onun ileride çocuk katiline dönüşmesine engel olmadı. Kim olursanız olun eğer hırslarınıza yenilirseniz kazanacağınız en büyük ödül insan kanı olur."
Meğer büyüyünce geçer dedikleri şey mutlulukmuş.
Yakılan kitaplar değil insanların fikirleri zekâlarıydı. O geceden sonra artık aydınlık kaybolmuştu, Almanya'ya karanlık çökmüştü.
Alnın açık bir halde istemeye cesaret edemediğin bir şeyi hiçbir zaman siyasi bir teşkilatın dolambaçlı yollarıyla elde etmeye kalkma.
Hiç şüphesiz, her zaman bir takım insafsız kişiler bulunuyor ve bunlar dini inançları, kendi karışık siyasi amaçları için araç olarak kullanmaktan çekinmezler. Fakat dini veya mezhebi kendi çıkarlarına alet eden bir kaç pislikten dolayı o dini sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu insanlar ilkel içgüdülerini tatmin etmek için, eğer başak bir kurum bulabilmiş olsalar mutlaka oraya gidip, onu da suistimal edeceklerdir.
Yönettikleri kitlenin düşünmüyor olması iktidarlar için ne büyük talihtir
Daha sonra İtalya Nasyonal Faşist Parti adını alacak ve İtalya Sosyal Cumhuriyeti'nin başına çöreklenecek olan Devrimci Faşist Parti'nin kurucusu ve şanlı lideri Benito Mussolini, faşist lider olmadan önce önde gelen bir sosyalistti -İtalya Sosyalist Partisi'nin gazetesi Avanti!'nin editörüydü. Aslında sülaleden gelme bir sosyalistti Mussolini; doğal olarak İtalyan milliyetçisi de olan sosyalist bir babanın oğluydu ve ismini bir sosyalistten (Meksika başkanı Benito Juarez) almıştı. Mussolini, partinin İtalya'nın Birinci Dünya Savaşına katılmasına karşı çıkması nedeniyle İtalyan sosyalistlerinden ayrılmıştı ama Lenin'e kesinlikle daha sonra hayranı olacağı Adolf Hitler'den çok daha fazla hayranlık duyuyordu.
Sayfa 128 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
