İnsanların bu ölümlü bedenlerinin içinde ilerlediği maddi dünyayı yaratan, Şimşekleri çaktıran Tanrı'ya ve bütün kahramanlarının yaşadığı Cenneti'ne ve Onun Oğlu Kutsal Adolf Hitler'e, Tek Adam'a inanıyorum. Bir babadan olmayıp, bir anadan doğmayıp infilak edene!
Sayfa 19 - Encore YayınlarıKitabı okuyor
Büyük şehirlerde yaşayan insanların, şehirlerine karşı tam bir kayıtsızlık içinde olmaları üzüntü verici. Medeniyetimizin çöküşünün ve toptan yıkılışımızın bir belirtisi işte budur. Devrimiz, miskinlik, gayesizlik, içinde boğuluyor, daha doğrusu paraya köle oluyor. Onun için, böylesine bir köleliğin, kahramanlığın mânâsını bu şekilde yitirmesine şaşmamalı. Hal, yakın geçmişin ektiklerini biçmesinden başka bir şey yapmıyor.
Sayfa 187 - Anonim yayıncılık
Eğer yahudi,Marksizm'le bir zafer kazanırsa başına giyeceği taç,insanlığın cenaze tacı olacaktır.İşte o zaman dünya,milyonlarca yıl önce olduğu gibi boşlukta üzerinde bir tek insan kalmadan dönecektir.
Sayfa 52Kitabı okuyor
Şüphe yok ki, dini kendi karanlık siyasetleri için alet etmekten korkmayan bir takım vicdansızlar her zaman bulunabilir.
Sayfa 80 - Anonim YayıncılıkKitabı okuyor
Bir ırk imha edilmek, bir yerden çıkarılmak tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa, kanuna uymak meselesi ancak ikinci planda bir rol oynar.
Sayfa 68 - Anonim YayıncılıkKitabı okuyor
1889 doğumlu Avusturya asılı ve harb- i cihan - î umum- i saninin müsebbibi Adolf Hitler, saf bir faşist idi.
Vasat temsilcilerden oluşan meclis, kendi seviyesinde bir lider tarafından yönetildiğini görmekten daima büyük teselli duyar. Böylece herkes ara sıra kendi zekasının parlaklığını gösterme imkanını bulduğu için memnun olur ve özellikle şöyle der: Madem ki şu adam şef olabiliyor, neden bir gün şu adam da olmasın demek zevkini duyar.
Sayfa 58 - Anonim YayıncılıkKitabı okuyor
... görünüşte bütün gücünü yitirmiş, ölü sanılan nice milletler, birdenbire uyanır, şaşırtıcı ve karşı gelinmez bir canlılık gösterirler. Bunlara dışarıdan bakanlar ölü sanırlar.
Sayfa 52 - Anonim YayıncılıkKitabı okuyor
Yahudi meselesi ile karşılaşmamdaki şekil bana pek hoş gelmedi. Ben o sıralarda Yahudi'yi sadece başka bir dine mensup bir kimse olarak kabul ediyordum. Dini çekişmelerden ve dini inanışlardan çıkan her türlü düşmanlığı, hoşgörü ve insaniyet adına daima kınamaktan da kendimi alamıyordum...
"Adolf Hitler!Sadece senin etrafında birleştik!Bu saatte yeminimizi tazelemek istiyoruz:Bu dünyada sadece Adolf Hitlere inanıyoruz.Nasyonel Sosyalizmin insanlarımız için yegane kurtarıcı inanç olduğuna inanıyoruz.Tanrı Adolf Hitleri bize Almanya sonsuza kadar sürsün diye gönderdi."
"Sitalin in potresine yaklaştım.Duvardan indirip masama koydum ve başımı ellerimin arasına koyarak ona baktım ve meditasyon yaptım.Bakışı insanın içine işliyordu Bu delici bakış küçük odamı parçalayıp,tüm dünyayı kucaklamak için dışarı taşıyor gibi görünüyordu.Tam şu anda dünyada bu sevgili ve candan yüz dışında hiçbir şey yok."
"Ben Tayyibin g*tünün kılı olurum"
Zayıf kişiliğe ,düşük karektere sahip, özüvensiz insanlarda grup ve lidere inanç ve bağlılık Tanrı ya zahidin bağlılığı gibidir.
... tek başına güçlü olmak ...
Sayfa 415 - SonsuzKitabı okuyor
... halkta vefa ve güven duygusunu korumak, milletin sağlığını, menfaatini korumak için çalışmak demektir. Şerefsiz işverenler kendilerini millete, topluma yabancı hissederlerse, bu sınıfın fiziki ve ahlaki bakımdan sağlığını tehdit ederlerse, onların bu doymazlığı veya vurdumduymazlığı memleketin geleceği üzerine çok kötü etki eder.
Sayfa 34 - Anonim YayıncılıkKitabı okuyor
Fedakarlık duygularına, vefalı dostluğa, sakin ve temkinli bir tevazua çok az rastladım.
Sayfa 32 - Anonim YayıncılıkKitabı okuyor
Həm filmi, həm kitabı çox təsirlidir. Kitabın sonluğu açıq buraxılır, amma filmdə bu daha aydındır. Əsərdə bəhs edilən Rudolf Hess-həqiqətdə də Adolf Hitlerin müavini, Faşist Almaniyasının 3-cü vacib şəxsi idi (Hitlerə heyranlıq bəsləyən Hess onun gözündə yüksəlmək üçün Şotlandiyaya sülh məqsədi ilə təkbaşına uçuş edir, yüksək rütbəli hərbi əsir kimi götürülür, sonda da elə Hitler tərəfindən dəli adlandırılır. 92 yaşında həbsxanada elektrik naqillərindən asılı şəkildə tapılır). Əsərdə alman əsarəti uşaq baxışından izah olunur. Bu mövzuda 
Anne Frank'ın Hatıra Defteri - dən sonra oxuduğum 2-ci əsərdir. Hadisələrin uşaq görüşü ilə anlatılması təsiri qat-qat artırır. Bir çox yerdə bu kitabın uşaq ədəbiyyatı kimi verildiyinə rast gəlmişdim, bunun doğru yanaşma olmadığını düşünürəm. Hər nə qədər Bruno məsumca yanaşsa da, hadisələrin qan donduran tərəfi barizdir. Təsirlənməmək mümkün deyil. Atasının günahlarını övladı çəkdi. Bu Rudolfun imtahanı idi, bəs Brunonun? ... İnsan ailəsini seçə bilmir, eləcə də taleyini. Taleyin yazısına inanıram, bir də yaşatdıqlarımızı yaşamadan ölməyəcəyimizə.
