20 Nisan'da Hitler 56 yaşını doldurdu. On yıl önce, 1935'te doğum günü büyük görkem ve şatafat dolu iken bugün; Rus birlikleri Berlin kapılarına dayanmış, Adolf Hitler, ruhen ve bedenen çökmüş durumda, toprağın derinliklerindeki sığınağında saklanıyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
Adolf Hitler
Hitler için hitabet bir kendi kendini uyarma yoluydu. Konuşurken bir kendi kendini sevme konumuna geciyordu; bu, ben'in kendi kendini inandırma gösterisiydi. Kendi kendini, kendisi için oynayan bir ben olan bu sürekli kendi kendini sahneleyen teatral ben, yalnızca dışsallıktan ibaretti. Bu ben'in, nefretin ve kendine acımanın dışında gerçek bir özü yoktu, aslında iç kimlikten yoksundu. İç yaşantısında nefretin dışında bir şey yoktu, çünkü gerçek acıyla ilişkili her duygu çok çaresiz olduğu için keder veren kendi geçmişi anlamında içten dışa doğru yaşanan her duygu, onu duygudaşlığa götürecek ve zihinsel olarak içe döndürecekti. Ama acı bastırıldı ve korkunun yerine, kendisini dünyayı fetheden yenilmez bir kahraman olarak gördüğü büyüklük fantezileri geçti.
Sayfa 102 - ÇitlembikKitabı okudu
Und setzet ihr nicht das leben ein
Ne wird euch das leben gewonnen sein
(Hayatınızı ortaya koymuşsanız, hiçbir zaman hayatınızı kazanamazsınız.)
Sayfa 130Kitabı okudu
Kaderden başarısını garanti etmesini dileyen bir kimse bu şekilde hareket etmekle, kahramanlık gösterme hareketinden de vazgeçmiş olur. Çünkü durum mahvolma tehlikesi gösteriyorsa, başarı için harekete geçmeyi, yani kahramanlığı gerektiriyor demektir.
Nerdesin be Adolf !!!
Bizzat Yahudiler yeryüzünde Yahudi düşmanlığını körükleyen davranışlardan vazgeçmezlerse, bu düşmanlığın ortadan silinmesi elbette imkânsız olur.
Vereceğimiz örnekler hemen her gün veya her an yapılagelmekte olan telafi işlemlerinden çok, aşırı telafi mekanizmalarının nasıl işlemiş olduğunu gösteren örnekler olacaktır. Şöyle ki, ünlü Yunanlı hatip Demosthenes, ağzına çakıl taşı koyup denize karşı konuşa konuşa pepeliğini yenmiş ve Klasik Çağ'ın ünlü bir hatibi olmuştur. ABD
Sayfa 47Kitabı okudu
Son nokta, herhangi bir ahlaki fikrin hakimiyeti değildir, barbarlığın ve daha sonra karmakarışıklığın hakimiyetidir. Dünyamız milyonlarca yıl boşlukta dolaştığı halde üzerinde insan görülmemiştir. Eğer insanlar birkaç gevezenin yaydıkları fikirleri dinleyip ve tabiatın tunç gibi sert kanunlarını tanımayı ve bunlara sıkı bir şekilde uymayı öğrenerek yüksek bir noktaya ulaşabileceklerini unuturlarsa bir gün dünyamızın eski şartları dahilinde yoluna devam etmesi mukadderdir.
Sayfa 248Kitabı okudu
Barış devresine ulaşmak için, ister istemez azimli bir şekilde savaşa karar vermek zorunluluğu vardır.
Sayfa 247Kitabı okudu
Daima bir parça toprak için yaşamış olan bu millete, acaba mükafat olarak dünya mı vaat edilmişti? Bekamız için sahip olduğumuz mücadele hakkının dayandığı bir temel gerçekten var mıydı? Yoksa mücadele hakkı zihinlerimizde mi gelişiyordu?
Sayfa 50Kitabı okudu
