Olup bitenler için onu suçlamadılar; tam tersine, ikisi de Cedric'in cesedini onlara geri getirdiği için teşekkür ettiler. ... Harry onlara Cedric'in nasıl öldüğünü anlatınca, "Öyleyse çok az acı çekti," dedi Mrs Diggory. "Hem, Amos... tam Turnuva'yı kazandığı sırada öldü, değil mi? Eminim ki mutlu olmuştur." Gitmek için kalktıklarında, başını eğip Harry'ye baktı ve, "Kendine göz kulak ol," dedi. Harry komidinin üstündeki altın kesesini aldı. "Bunu siz alın," diye mırıldandı. "Cedric'in hakkı, oraya önce o ulaştı, alın-" Ama Mrs Diggory geriye çekildi. "Yo hayır, o senin canım, alamayız... sende kalsın."
Agos
ez ji kû bûm Hrant, tu ji kû bûyî? Gerapêt ji kû bû, Dîkran ji kû bû? kalê min cîranê kalê te bû, ez kirîvê te ne ji wir im li dû te, ez jî ne ji vir im. li welatekî digerim, Jaklînê: her kişwer bihar, her heyv nîsan. Biqasî min bêriya Ûsivê Filleh dike, taxeke Nisêbînê!”
Reklam
Ne iftira atacaklarını şaşırmışlar artık.
Rıza Nur'dan yapılan alıntılardan kısa bir pasaj: "Selanik'te Rıza efendi adında gümrük kolcusu birinin üvey oğlu Mustafa Kemal, Harbiye Mektebi'ne geliyor. Mustafa Kemal'in babası hakkında çok rivayet var. Kimi bir Sırp, kimisi Bulgar'dır diyor. Güya anası bunların metresi imiş. Yeni çıkan "20. Asır Larousse" Pomak'tır diyor. İhtiyar Teselyalıların rivayeti şudur: Mustafa Kemal'in anası, Selanik'te kerhanede imiş. Yenişehir Tırnovası'ndan ve oranın ileri gelen kabadayılarından Abdos Ağa Selanik'e gelir, bu kadını görür, alır götürür. Orada piç olarak, Mustafa Kemal doğar. Mustafa beş yaşlarında iken Abdos ölmüş, anası oğlu ile Selanik'e gelmiş. 12 yaşında iken Mustafa, Tırnova'ya gidip miras istemiş ise de piçliğini söylemişler, geri göndermişler. Mustafa, mektebe girmiş. Anası gümrük kolcusu Ali Rıza ile evlenmiş. Çok tuhaftır, Mustafa Kemal anasından bahseder fakat babasından bir defa bile bahsetmemiştir. Hasılı rivayetler çok. Hangisi doğru? Bir şey ki rivayet çoktur, o şey belli değildir." Kaplan'ın gündeme getirdiği belgenin sahteliği, Mezarcı olayı sırasında Osmanlı Tarihi araştırmacısı gazeteci Murat Bardakçı tarafından kanıtlandı. Asıl önemli olan, din düşüncesi ile hareket ettiklerini söyleyen şeriatçıların her zaman belden aşağı çamur atmaya ne kadar yakın olduklarının bu iftiralarla ortaya çıkmasıdır.
...Hikâyeler birbirleriyle de bağlantılıdır, çunkü karakterler hikâyeden hikâyeye atlar: Bir hikâyedeki baş karakter bir diğerinde ikinci derecede, bir başkasında geri planda tekrar görünür...
Sayfa 591 - Doğan Kitap
Şehzade Selim Edirne'den ayrılıp Semendire'ye hareket ettiğin­ de Anadolu'da Şahkulu isyanı iyice yayılmış, Şehzade Ahmed de baskılarını iyice arttırmıştı. Eski Zağra'ya gelince ağabeyinin salta­nat makamına çağrıldığını haber aldı ve hemen geri dönüp Edir­ne'ye girdi, ardından babasına yetişerek Çorlu'ya geldi. Uğraşdere mevkiinde II. Bayezid'in kuvvetleri ani bir saldırı ile Selim'i geri çekilmeye zorladı. İki taraf arasında önemli bir çarpışma cereyan etti. Böyle bir karşı koyuşu beklemeyen Şehzade Selim belki de hayatının ilk mağlubiyetini burada tatmış oldu. Bundan güçlükle kurtularak Vize-Aydos yoluyla Ahyolu'na çekildi, sonra da Kefe'ye döndü (3 Ağustos 1511).
Sayfa 313 - Kronik KitapKitabı okudu
Adaş, aynı düşüncelerdeyiz ;)
Hatice yardım etmeyi çok sever ama fıtrat olarak övülmeyi sevmezdi. Ona göre yetenekler doğuştan verilirdi insana, bu yetenek kibir haline dönüşürse büyü bozulur,verilen yetenek verildiği gibi geri alınırdı.
Reklam
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.