« İnsanın söyleyecek bir şeyleri ve bunu söyleme yeteneği varsa, vazgeçmek bir cinayet, tembellik bir ayıp olur.»
( Adrian Zograffı'ye Önsöz ya da Bir Çağımız Yazarının İtirafları )
Artık sanattan zevk almıyorum, iyileşsem bile uğraşmayacağım onunla. Ama bana bütün o sevgili Balzac'larımın öğretmediği şeyi Jean Christophe'tan öğrendim. Bana inanan adama namusluca seslenmeyi Genève'de Christophe'tan, sonraları Georges Brandes'in sanat eseri olmadığını bana yazdığı Jean Christophe'dan ben namuslu bir yazarın, namuslu bir okurun
Adrian Zograffi karakteri Balkanlar'ın Maksim Gorkisinin kaleminde hayat bulmuş ve okuyucunun hayatına girmeyi, okuyucuyla okurken butunlesebilmeyi başarabilmiş bir hikaye. İşçinin ve sendikanın mücadelesini sosyalizmi köylü hayatını ilerleyebilme sanayileşme toplumunu başarılı bir şekilde aktaran bir İstrati hikayesi.
Romanyanın bir liman kentinde eskiden yoksul olan Alman asıllı Madam Hedwig ve kızlarının ev işlerine yardımcı olması için çamaşırcı kadının oğlu Adrianı işe almalarıyla başlayan harika bir kitap. Zenginliği, yoksulluğu, sefaleti, yardımlaşmayı, işçi sınıfını, hükümetin tutumlarını ve burjuvaziyi aralarındaki ilişkiyi derinlemesine irdeleyeceğiniz bir roman. Su gibi okuyacaksınız..
### Panait Istrati ve Edebi Üslubu
#### Yazarın Hayatı ve Etkileri
Panait Istrati, 1884 yılında Romanya’da doğdu. Genç yaşta annesiyle birlikte zorlu bir hayat yaşadı ve çeşitli işlerde çalıştı. Bu deneyimler, yazılarına gerçekçi bir perspektif kazandırdı. Istrati, 1920'lerde Paris'e gitti ve burada Romain Rolland ile tanıştı. Rolland,