İçimizdeki Şeytan'ın detaylı incelemesini yapacak yeterli bilgiye sahip olmadığım için sadece birkaç düşüncemi yazmaya karar verdim.
Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk eseri.
Kitapta yabancı kelimelerin olduğunu gördüğüm de, sıkılacağımı düşünüyordum.
Başladığım işi yarım bırakmayı sevmediğim için kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakarak sadece
Buse gözlerini kapattı, elinde tuttuğu dilek balonunu yavaşça havaya birakti ve kafasını gökyüzüne doğru kaldırarak evrene mesajını yolladı "Beni düşünmeden bir günü geçmesin. Verdiği her nefes aşkımız koksun." Gözlerini açtığında karşısında bıyıkları sigaradan sararmış, beyaz atletli, göbekli, buran buram ter kokan orta yaşlarda bir
Ben, ben değil
Sen, sen al
Sana versin iyilikler, güzellikler,
Bana kalsın bütün kötülükler,
Bütün güzellikler senin olsun!
Kötülükleri bana bırak, kalsın!
Hz Sıddık'ın sözleri kulaklarımda
Rabbim, at beni cehennemine,
Gemiler eski balık için olanı
kaçak kim ki lan, o da işin yalanı
Nereye kaçarsan kaç, felek bulur kaçanı
Kitlidir ambarlar sanki insan kapanı
Oysa sahiller öyle yakındır, uzatsan değerdi ayağın
bir gemi batıyor cani sulara
...
Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bi de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bi kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir
Toplumsal komplo kuramı... Tanrı'yı bırakıp sonra da, "Tanrı'nın yerinde kim var şimdi?" diye sormaktan kaynaklanır.
KARL POPPER (s.817)
______
Foucault Sarkacı, Umberto Eco’nun 1988 yılında yayınlanan romanıdır. Sekiz yıllık çalışmanın, derin bir araştırmanın ve iki bin ciltlik uzman bir kitaplığın ürünü olan bu dev eserde Eco,