Afgan Hududunda Rüşvet Meselesi 2
İş sarpa sarmıştı. Bunlar Nuh diyorlar, peygamber demiyorlardı. Biz biraz yatıştık. ''-Pek alâ!'' dedik. ''Verelim. Fakat elinize para veremeyiz. Ancak camiye serilmek üzere bir keçe alıp hediye ederiz. Üzerinde namaz kıldıkça bizi yad edersiniz.''
Sayfa 104 - ÖtükenKitabı okuyor
Afgan Hududunda Rüşvet Meselesi
Öteden Rus simalı bir genç söze karıştı. “-Biz burada iaşemizi ancak gelen geçenlerden erzak ve para almakla temin ederiz” dedi. ''Siz de bir miktar para vereceksiniz. Vermediğiniz takdirde sizin casus olduğunuzu Afgan emiri hazretlerine bildiririz. Akıbetiniz fena olur!'' Şiddetle cevap verdik: “-Biz Türk'üz ve İslam'ız. Geçtiğimiz diyar-ı küffarda bile böyle bir teklife maruz kalmadık. Eğer bizden rüşvet almak azminde iseniz iş fenalaşır. Bir mektup yazalım, emir hazretlerine gönderin. Sizin burada rüşvet almağa mezun ve gelen geçenleri soymakla mükellef olduklarınızı bildirirse pek ala veririz, yoksa vermeyiz!''
Sayfa 103 - ÖtükenKitabı okuyor