Khaled Hosseini Uçurtma Avcısı kitabında ne diyordu ; "Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok ."
Dünyada da öyle değil mi , insan çok ama insanlık yok.
Yeğenim henüz iki yaşında, adı Muhammed. Parka doğru yol alıyoruz. Ailenin ilk torunudur kendisi. Bir dediği iki edilmiyor haliyle. Parkta oynayan çocuklar görüyoruz. Hallerine bakınca Suriyeli ya da Afgan olduklarını anlıyorum. 3 çocuk kendi aralarında top oynuyorlar. Topları bizim tarafa doğru geliyor. Tam yanımıza gelince Afgan oldukları belli
Afganistan Kabil doğumlu Amerika'da ikamet eden Khaled Hosseini'nin acemilik romanıdır uçurtma avcısı . Acemilik dediğime bakmayın sayısız ödül almış Bestseller olmuş bir kitaptan bahsediyorum. Ayrıca 2003 de yazılan bu kitap bir Afgan tarafından yazılan ilk ingilizce romandır.
Kitap adini Afganistan'da her yıl düzenlenen uçurtma şenliğinden alır. Bu adla filmi de vardır bu romanın. Kitabı okuduktan sonra Afganistan daki Hazaralilar hakkında araştırma yazısı yazmayı planlıyorum blogumda.
Sovyet işgali , tecavüz, utanç...Emir ve Hasan aynı evde büyümelerine rağmen arada uçurum vardır. Hasan evin beslemesi Emir bir ağa çocuğudur. Hasan'ın uğradığı tecavüz sonrası ona yardım etmeyen emir yıllarca bunun vicdan azabını çekerek yaşar. Sovyet işgali nde Amerika'ya giden Emir yıllar sonra bir telefon gelir ve Hasan'a borcunu odemek üzere Afganistana döner . Hasan'ın ölümü üzerine Hasannin oğlunu Amerika'ya yanına alır vicdanını rahatlatmaya çalışır. Daha fazla detay kitaptan alacağınız lezzeti kaçırabileceginden kısa keseyim. Uzun zamandır bu kadar etkilendigim bir kitap olmamıştı. Erkek erkeğe ilişkilerin varoşlarda daha yaygın olması ayrıca bir araştırma konusu diye de düşünüyorum. Kitabın sayfa sayısının çokluğu sizi yanıltmasın bir oturuşta okunup bitecek cinsten.
Keyifli okumalar dilerim..
Khaled Hosseini'nin bu kitabını okumadan önce önyargılıydım. Uçurtma Avcısı(henüz okumadım)kitabının yaptığı sükse yüzünden şişirilmiş bir yazar olabileceği hakkında endişelerim vardı ama yazar, kitabının sayfalarını her çevirişimde bu önyargılı tavrımı paramparça etti.
Kitabımızdaki olaylar Afganistan'ın çeşitli bölgelerinde geçiyor.
Bana az yazan ama öz yazan bir yazar söyle deseler aklıma gelecek ilk yazar Afganistan doğumlu Tacik asıllı şuanda Amerikan vatandaşı olan Khaled Hosseini gelir. Köken coğrafya olayını neden uzattım derseniz insan her yerden kendine birşeyler kapıyor sanki ondan belirtmek istedim. Uçurtma avcısı beni o kadar etkilenmişti ki onun üzerine hiçbir eserin çıkamayacağını düşünmüştüm gel gör ki bu kitap da onu kadar etkileyiciydi.
Savaş dönemi ve sonrasında çekilen acılara Türk Dünyasının gururu Cengiz Aytmatov eserlerinde bolca rastlarız. Bu kitabın onlardan farkı ne derseniz insanın ne kadar al alçalabileceğini ve durum ne olursa olsun insan kalmanın gerekliliğini gösteriyor bize. Ayrıca yaşlı çocuk evliliği gibi toplumun sınırı uçlarına dokunan çok sayıda trajedi mevcut. Özellikle şu korona günlerinde gayet güzel bir okuma olacağına eminim.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202099,8bin okunma
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CrOf6VKt09F
Neredeyse herkesin bildiği ve her insanın okurken ağladığı bu kitabı sonunda ben de okudum... Peki, ben nasıl buldum?
Bu incelemenin altına yazılacak her yoruma karşılık olarak her yaşa uygun harika
Khaled Hosseini 2003 yılında yayımlamış olduğu ilk kitabı Uçurtma Avcısı (The Kite Runner), uluslararası alanda beğeni kazanmış ve birçok dile çevrilmiştir. Yazar bu ilk kitabında kendi hayatından esinlenerek Afganistan’da yaşanan ve günümüze hala bir sonuca ulaşamayan iç savaşın izlerini taşımıştır.
Amir ve Hassan'ın arkadaşlığını görüyoruz ilk
Kitap, ihanetin ve sadakatin bedellerini, babaların oğullarıyla ilişkilerini ve babaların çocuklar üzerindeki etkilerini göstermektedir. Sevgi, yalan, dostluk ve fedakarlıklarla dolu bir hikaye... Savaşın etkileri, güzelim toprakların yok edilişi, gaddarlıklar, ırkçılık ve insanlara yapılan zulümleri gözler önüne sermiş bir hikaye...
Ayrıca kitapta dikkat çekici olan bir kısım da mültecilerin terk ettikleri ülkelerine olan özlemlerinin hiç bitmemesi, ortak geçmişi paylaştığı insanlara duyulan özlem ve kendi gelenek ve kültürlerini her koşulda yaşatmak için çabalamaları. Bununla birlikte kitapta Afgan halkının Amerika’ya sığınan kesimine yer verildiği için Amerika’ya uyum süreçleri ve iki ülke arasındaki bazı sosyal ve kültürel farklılıklara da kitapta dikkat çekiliyor. Bir kısmı sığındıkları ülkelerde yeni bir yaşam kurarken diğerleri de bir gün yeniden eski bildikleri Afganistan’a dönme umuduyla yaşıyor. Ancak öyle görünüyor ki bu umudun yeniden yeşereceği Afganistan çok yakın bir gelecekte değil.
kesinlikle okumanızı tavsiye ederim son zamanlarda okuduğum en iyiler arasında. keyifli okumalar.
Okuduğum en iyi romanlardan biri Sekizinci Hayat. Muhteşem, çok etkileyici, bitirdiğinizde hem büyülenmişsiniz gibi hissettiren hem de koca bir boşluğa düşürerek sizi aslında koca kitap boyunca nasıl masal gibi bir hikâyenin içine hapsettiğini fark ettiğiniz metinlerden biri.
Gürcü bir ailenin yedi kuşak hikâyesini işliyor genç yazar Nino
Kısa bir şiir ve ardından “ne çok acı var” diye başlıyor kitabımız… Sonra kendinizi Zarif adam ile beraber altmışlı yetmişli yıllarda buluyorsunuz.
Yaşamak… Bence bir kitaba verilebilecek mükemmel bir isim. Çoğu insan yaşadığını sanıyor ama aslında yaşamıyor. Yaşamak denilemez buna. Ama Cahit Zarifoğlu yaşamayı beceren sayılı insanlardan bir
Bu fotoğrafa iyi bakın. Verdiğimiz 6 şehitten bir tanesinin baba ocağı bu ev. Sıvası yok, ev dökülüyor, fakirlikten kırılmış resmen.
Söyleyecek o kadar çok şey var ki hepsini yutmaktan boğulduk artık.
Benim askerim şehit olsun, elin afganı suriyelisi İstanbul'un göbeğinde afganistan bayrağı açarak gösteri yapsın.
Benim askerim şehit olsun,