İlkokulda özel günlerde (milli bayramlarda, öğretmenler gününde, vb.) şiirler okurduk koro halinde. Özdemir Asaf şiirlerinin (birkaç güzel şiiri veya dörtlüğü hariç) tek güzel tarafı, beni o günlere götürmesi. Sanki ben pencere kenarındaki en arka sırada vakit öldürürken ilkokul öğretmenim yanıma usul usul yaklaşıp elime bir kitap veriyor ve ben de başlıyorum nağmeli bir şekilde okumaya. Sınıftakiler de eşlik ediyor: “öğretmenim, canım benim canım benim, seni ben pek, pek çok severim…”
Uzak doğu şiirlerinin ve şarkılarının genel bir yapısı vardır. Bol bol çiçekten, böcekten, yağmurdan, kısaca doğadan betimlemeler vardır içlerinde ve sanki çok mühim konulara değiniyormuş gibi görünüp (mesela kendilik bilincini vb. sorguluyor görünürler) esasında hiçbir şey anlatmazlar. Yine de insanlar severler bunları, çünkü nihayetinde basittirler; doğa tasviri ve afili sözcükler vardır içlerinde. Özdemir Asaf doğa tasvirine çok girmez, hiçbir şey anlatmaz değildir, ama basittir. Yazdığı birçok şiiri (hepsi değil) herhangi biri yazsa şiir ilk dizede bırakılır, yazarının yüzüne bile bakılmazdı ama Özdemir Asaf ismi yeterli oluyor bazen sevmelere.
Yalnızlık, aşk ve çocukluk temaları üzerinde sıklıkla duran bir şair. Okurken şairin yalnızlığı, aşkı, çocukluğunu yaşayamayışı tek sıra halinde gözlerinizin önünden geçiyor. Yine de, vaktinde bir dostunun ona kötü bir şair olduğunu söylemesini dilerdim.