Yurt Sevgisi Üzerine
Afrika'da bir nehrin bir tarafı Gambiya, bir tarafı Senegal. Gambiya İngiliz sömürgesi, Senegal ise Fransız. Bunlar aynı dili konuşan bir kabileymiş. Artık birbirleriyle konuşamıyorlar.
Sayfa 151Kitabı okudu
“Hiçbir barış zaferi, savaşın üstün zaferi kadar büyük değildir” demişti Nobel Barış Ödülü sahibi Teddy Roosevelt.
Bay Teddy 1909'a kadar başkanlık görevinde kaldı. Ülkeleri istila etmeyi bırakınca Afrika'nın suaygırlarına karşı savaşmaya gitti.
Onun ardından göreve gelen William Taft, doğa düzenine başvuracaktı:
“Bizim ırksal üstünlüğümüzün bir sonucu olarak, bütün yarıküre manen nasıl bize aitse, gerçek anlamda da öyle olacaktır.”
Sayfa 262Kitabı okudu
Emperyal genişleme projesi açısından Sudan'ın ele geçirilmesi hayati önem taşıyordu. Londra bu projeyi şu sözlerle açıklıyordu:
"Ticaret aracılığıyla Afrika'yı medenileştiriyoruz.”
Aslında şunu itiraf etmeleri gerekirdi: “Medeniyet aracılığıyla Afrika'yı ticarileştiriyoruz.”
Sayfa 254Kitabı okudu
Hindistan, İran ve Arap bölgeleri Sam soylu, Afrika ülkeleri Ham soylu kabul edilirdi.
İnsan güneşle arasına bir kitap koymalıdır. Kuzey Afrika'da dirim bu özgün yorumunda anlaşılmaktadır ki, yoksa herkes herkese koyabilir, ko, koma, ko, koma, ko, koma, vs vs vs vs vesveseli kuşlar böyle ötüyorlar! Karşıtlığın da bir ritmi var, kanıksanması gerekli, YOKSA cinayetler, cinayetler ürkünç bir kan devinimi. Öç bitimsiz; Ece bana "Tanrı yoksa herşey mübahtır" diyorsun sen demişti. Oysa ben "Tanrı varolduğu için herşey mübahtır" diyorum. Garip bir din anlayışı işte. Bu daha çok şu demek, eğer 8 ile 9 sayıları arasında gidip gelen ilahi düğümler tanrının kanıtı sayılabilirse ve 1 de birşeyse-bu alıcı vericilik bu şebeke bu cereyan ve cerahat ürkünç ama kaçınılmaz.
Sorun: "James olmayan Bond da" demiş ya, bu vahşetin içinde bir yöntem bulmak 007 değildir. Ah benim Jipon öfkem
Sayfa 97Kitabı okudu
Yoğunluğuna ve ayrıntılara titizlenmesine rağmen "Durum" başlıklı başyazıları yazma fırsatı bulabili yordu. Hatta röportaj için iki aylık Afrika gezisine bile çıkabiliyordu.
