Bağımsızlığın ilanında, üç-beş dost hükümetin bizi süratle tanıyacağından hiç şüphemiz yoktu. Bu hususta vaatlerde de bulunulmuştu. Fakat Amerikalılar bu ülkeler üzerinde büyük, çok ağır baskılar yaptı. Yardımları keseriz diye. Bize Amerikalı diplomatların kendileri itiraf etmiştir. "Evet baskı yaptık ve yapacağız. Sizi asla tanımayacağız" demişlerdir. Fakat sonradan her ne olmuşsa, tutumlarını değiştirmişlerdir. "Hayır, biz sadece siyasetimizi duyurduk, o ülkeler de bu siyasetimize razı olmuşlardır" şekline getirdiler. Gerçekte büyük bir müdahale olmuştur Amerika'nınki.
Şunu da belirteyim, bağımsızlığın ilanından sonra bizim kapıyı federasyona açık bırakmamız, bizi tanımak niyetinde olan birçok ülkeyi duraklatmıştır. "Yine bir birleşme olacaktır. O halde biraz daha bekleyelim. Biz bu birleşmeyi önleyici harekette bulunmayalım" demişlerdir. Fakat anlatmaya çalışıyoruz ki, tanınmadığımız sürece birleşme olmayacaktır. Çünkü Rum kendini meşru hükümet olarak görecek ve dolayısıyla, şimdiki tutumunu, 20 senelik tutu- munu "Ben hükümetim. Ben halkım. Benim bir azınlık meselem vardır" şeklindeki tutumunu devam ettirecektir. Halbuki tanınma başlarsa bu tanınma işi daha fazla ve süratle yayılmasın diye, derhal masaya gelebileceklerdir.