Yürümeyi ve yürürken düşünmeyi seviyorum, yolda olmak metaforu düşün dünyamdaki ilerleyişe bir paralellik oluşturuyor sanırım. Aman canım, yürüyorum işte.
Buna ihtiyaç duymam pek tabi. Zira yürüyüşlerim kendime doğrudur. Dağın tepesinden yuvarlanmaya başlayan bir kartopu misali, ben yürüdükçe benliğim büyür önümde. Ve yürürken etrafımda algıladıklarımı da bu yolculuğa dahil ederim. Gölgelerinin bin bir kıvrımıyla bir söğüt ağacı bana kaderi hatırlatır, üzerine çıktığım kaldırım ise hayatımda atladığım eşikleri. Kaldırımın farklı renkli desenleri üzerinde uydurduğum yürüme oyununda, hayatımın bir oyun olduğunu anlarım. Sokak lambasının altından geçerken fark ederim zihnimdeki karanlıkları. Kendimden geçişimi aşikar eder spontane gelişen rotalarım.
Yürüdükçe büyürüm, tıpkı büyüdükçe yürümeye başladığım gibi.