Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Bir sabah uyandığımızda bütün ağaçlar yeryüzünü terk etmiş olacak. Giderken bize yokluklarından başka bir şey bırakmadan.''
Ali Ural
Bir sabah uyandığımızda bütün ağaçlar yeryüzünü terk etmiş olacak. Giderken bize yokluklarından başka bir şey bırakmadan..
Reklam
Hey gidi günler...
Deprem sonrası, bütün bir Ramazan'ı da içine alan 40 günü Van'da geçirmiştim. Ramazan yine böyle sıcak günlere denk geliyordu. Bir gün öyle bir yağmur yağmıştı ki aman Allah'ım. 15 metrelik kavak ağaçlarının rükuya ve secdeye gittiğine ben o gün şahit oldum. Abartmıyorum, ağaçlar yarı bellerine kadar eğiliyor, sonra doğruluyor, tekrar eğilip
430 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yedi kitaplık Kayıp Zamanın İzinde'nin ilk kitabı Swann'ların Tarafı, oldukça zor bir eser. Çoğu eserin ağırlaşmasına ve zorlaşmasına yol açan "anlatımda yoğunluk" dediğimiz kavram bu kitapta genelgeçer olarak pek fazla yok. Anlatım yalın; yazarın ne dediği anlaşılıyor. Ne dediği anlaşılıyor ama nasıl anlaşılıyor? İşte burada Proust
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,202 okunma
Bir sabah uyandığımızda bütün ağaçlar yeryüzünü terk etmiş olacak. Giderken bize yokluklarından başka birşey bırakmadan.
Sayfa 28
FRANZ KAFKA HİKAYELER
Tapınan’la Söyleşi: Dua eden kıza gönlünü kaptırır ve onu görmek için her akşam kiliseye gider. Tapınanları seyredip gözlemlerken genç bir adam dikkatini çeker. Artık gönlünü kaptırdığı kızdan ziyade rahatsız davranışlarıyla genç adamı izler. Bir gün genç adamı kiliseden yaka paça çıkarır sert bir şekilde sorgular. Her zamanki gibi sarhoş olan
Reklam
Sensizlik bir şamar gibi yüzüme vuruldukça ben hep sessizliğe sarılırdım dört elle.Vücudumun her santimetrekaresi tutkal gibi yapış yapış bir tutkuyla öpüşürdü hasretinle.Bir ihanetle yeni baştan yüzleşir gibi kilitlerdim o zaman evin tüm kapılarını! Sarıldığım sonsuz ovalarında yeşeren intihar çiçekleri fotosentezle değil, kanımla beslenirlerdi geceleri.Çizgisiz beyaz kağıtlarımın üzerine dökülen zehirli bir mürekkep lekesiydi sensizlik; gitgide bulanıklaşarak akardın içime! Sensizlik, en kalabalık yalnızlığımdı benim, en frenlenemeyen, en şizofren yanım! Sensizlik, suratıma hunharca geçirilmiş panter pençelerinin bakışlarımda bıraktığı parmak izi! Sensizlik, sessizliğin en yüksek oktavında yazılmış, çığlık çığlığa söylediğim en kutsal ilahim! Sensizlik, ölüm gibi bir düşten tam öleceğin anda uyanmak... Sensizlik, en anlatılamayan masalı oysa evrenin, anlatmaya çalıştıkça aslında hiçbirşey anlatmadığını anladığın, anlatılamayacak bir masal sensizlik!... Sensizliği tanımlamaya kalkışınca en hüzünlü haliyle doğardı Güneş, ağaçlar ağlamaklı olurlardı ve koskoca bir sensizlik daha uykularıma taşınırdı! UYanırdım! Yastığımda gözyaşı, yorganımda kan lekesi! İçimdeki boşluğun tüm gücüyle ele geçirirdi tüm hücrelerimi. Hangi Düş Sokağı melodisine demir atsam içimde birbiri ardına depremler olurdu.Kullandığım hangi harfi çıkarsam içimde açtığın boşluk yok olurdu. Giderken bıraktığın soruların hepsi yetimdi, cevpsızdı, zordu!...
343 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.