Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak. _Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_ _Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar. _Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? _İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
Reklam
334 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bir “Merhaba”da buluştuk; Her gün yeniden “Merhaba”
Cevat Şakir Kabaağaçlı, bilinen adıyla Halikarnas Balıkçısı. Yarım asır önce; 13 Ekim 1973’te yakalanmış olduğu kemik kanseri nedeniyle hayata veda etti. İzmir’de Merhaba Apartmanı’nda yaşıyordu ama son vasiyeti tabii ki, Bodrum’a gömülmekti. Son isteği gerçekleşti ve Bodrum Gümbet’teki Türbe Tepesi’ne defnedildi. Hep özgür yaşamak isterdi
Ötelerin Çocukları
Ötelerin ÇocuklarıHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 2010110 okunma
Kırda büyümemiş kent çocukları için ağaçların birbirinden farkı yoktur ki. Kahverengi gövdeleri vardır, dalları vardır; bazen yeşil, bazen sarı, bazen turuncu yaprakları vardır. Pembe beyaz çiçek açarlar. İşte hepsi bu. Ağaç sadece bir ağaçtır. Ama yaşlandıklarında ağaçların insanlara benzediğini, kent çocukları bile görebilir. Gövdelerinin boğum boğum olması, ihtiyarların eğilip bükülmüş mafsallarını hatırlatır. İnsanlar da yaşlandıkça, bir anlamda ağaçlaşırlar. Gençken insan insandır, ağaç ise ağaç. Yaşları ilerledikçe birbirlerine benzemeye başlarlar. Hiç kimseyi bağışlamayan merhametsiz yerçekimi, insanların da ağaçların da gövdelerini aynı biçimde büker; eklemlerini aynı amansız şişkinliklerle yumrulaştırır, düğümler. Biraz sonra göreceğim ışıkların ve gölgelerin, gelip geçen imgelerin ustası yaşlı adamın da, elimi öyle yaşlı ağaçlar gibi boğum boğum olmuş parmaklarıyla sıkacağını biliyorum. Doksan yıl önce çok uzaklarda doğmuş, sonra buraya gelip Amerika imgelerini yaratmış olan adamın evine varıyorum işte.
BİR ZAMANLAR AMERİKA Bu konuşma, 1854'te Kızılderili şef Seattle tarafından, kendisine halkının topraklarını satması teklif edilince yapılmış, Dr. Henry Smith tarafından kay­dedilmiş ve 29 Ekim 1887'de Seattle Sunday Stajda yayımlanmıştır. Yüzyıllardır ecdadımıza gözyaşı dökmüş olan ve bize ezeli görü­nen gökyüzü,
Sayfa 180
Yıllar önce tanıştığım bu şiir kaybolsun istemedim.
Şimdi güz geldi bizim buralara Sararmış yapraklarını döküyor ağaçlar. Çağrısız savruk rüzgar sokaklarda Hüzündür bütün renkler şimdi Enya Hüzündür renkler Sessizce akıyor ırmak. Sararmış sazlıkların arasından düşleriyle Eylül Enya o sonsuz hüzün Eylü’le aşkların yaprak dökümü Denmiş isede sen sakın inanma buna Eylül Kardelen’dir Eylül Kardelen’dir
Reklam
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu