Anadolu insanının iç dünyasını ve hayat bilgisini türkülerden öğrenmek lâzım. Her türkü de Anadolu insanının hikâyesi, yâni acısı, ağıtı, hüznü, gurbeti, sevdası, yoksulluğu var.
Umutsuz aşkların, gurbet sızılarının, dinmeyen hasretlerin hikâyeleri anlatılır.
“Şu mübarek günde küsmek olur mu / Uzat ellerini bayramlaşalım / Tanrı selâmını kesmek
Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eyler yırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımız temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
DADALOĞLU VE TAŞA YUMRUK SALLAMAKLA İLGİLİ BİR İNCELEME
Kendisi de bir Avşar olan Ahmet Z. Özdemir, bir ömür elinden aşiretinden duydukları ve kendi araştırmalarını Avşarlar ve Dadaloğlu adlı bu eserinde topladı.
Kitapta daha önce hiç duyulmamış Dadaloğlu şiirleri de yer aldığı gibi, birçok şiirin hikâyeleri ve şiirde geçen hadislerin nerelerde, nasıl geliştiği de anlatılıyor.
Bu kitap, Avşarlar,
SON YÖRÜKLER ve KENDİ KENDİNE YETEBİLEN HAYAT TARZIYLA İLGİLİ BİR İNCELEME
Ali Küçükaydın, bu kitabında, 1950’li yıllarda Alman etnolog Ulla Johansen’in “50 Yıl Önce Türkiye'de Yörüklerin Yayla Hayatı” adlı kitabının arka planını anlatmaktadır.
Kendisi de bir Yörük olan Küçükaydın bir yandan Ulla Johansen’in bu eşine az rastlanır çalışmasını anlatırken, diğer yandan da kadim bir medeniyet, kadim bir kültür olan