Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Taksideyim, gozum taksimetrenin kosesinde yazan sate takiiyor, 23.18. Otobusum 18 dakika evvel Esenler’den hareket etmis olmali, yani 12 dakika icerisinde Dudullu’daki terminale yetismem gerek.
“Biraz daha hizli olabilir misiniz, rica etsem”
“Na’piyim abla, ceza mi yiyelim. Erken ciksaydin evden madem.”
Ah su sehir ve taksicileri, bu sehri
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Uzaklaşırsam İyileşecek Kalbim / Bana Dargın Geçmişim
Selamlar efendim. İncelememin başında yazardan kısaca bahsetmek isterim. Susan Forward 1938 doğumlu bir yazar, terapist ve öğretim üyesi. Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde psikiyatrik sosyal hizmet uzmanlığı alanında yüksek lisans, ardından klinik sosyal hizmet uzmanlığı alanında doktora derecesi almış. Güney Kaliforniya’da birçok psikiyatri