Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Spoiler içerir
fantine, bi insanın çocuğu için nelere katlanabileceğini gösterdi
thenardier, kötü insanların ne kadar kötü olabileceğini gösterdi
, cosette, hikayenin kötü başlayıp iyi bitebileceğini gösterdi
javert insanın hayatta tek bir gerçek olmadığını gösterdi
marius, gerçeği bilmeden insanların yargılanmaması gerektiğini gösterdi
jean valjean, bir ağır suçlunun bir melek kadar iyi olabileceğini gösterdi.
İyilikten maraz doğar, diye boşuna dememişler.
Evvelâ her kitabı en az iki kere okuduğumu belirtmek isterim. İlk okuma anlamak ve üzerine bir müddet düşünmek için. İkinci okuma burada alıntıları paylaşmak için. Alıntıları yaparken neredeyse kitabın posasını çıkarıyorum desem yeridir. (Kitap hakkında "spoiler" içerir -yani akışına dair bilgiler.)
Wilde'ın, "Sevgili
İyi uyuyor musunuz binbaşım?
Kapıların dışında kalmışların kitabı
İncelememe kısaca Wolfgang Borchert’ın hayatıyla başlamak istiyorum.
Daha yirmi yaşında İkinci Dünya Savaşı için cepheye alınmış bir gençti Wolfgang Borchert. Rus Cephesine gönderildi, ağır yaralandı, difteri ve sarılığa yakalanmış olmasına rağmen antimilitarist görüşleri sebebiyle Nürnberg Cezaevi’nde
*spoiler içerir* vay gözünü sevdiğimin dünyası
Ahh ah ne diyeyimki kitap çok akıcı sürükleyici teknik de yenilikçi nitekim hikaye içimi dağladı be.
kahrolsun bağzı şeyler.
Aklıma cem Adrian'nın şu tweete geliyor "Bilemezsiniz arkadaşlar kimin ne yaşadığını. Öylesine söylenmiş bir sözün nasıl bir insanı saatlerce boşluğa baktırdığını." işte orada ki insanlar kaza yerini inşaat izler gibi izleyip üstüne de kendilerine düşmeyen yorumlarını yaptılar ve o koca burunları kaç insanın hayatını deldi geçti. "Çocuk ölmüş yaa" onlar için bir cümle ama Bedirhan için ilk göz ağrısını kaybetmek ölüme giderken kızını yanına almış olmak ve kızının katili olarak şok içine girmek ve dünyayla temasını kesmek demek oldu. Tabi ana kahraman dışında herkesin hikayesi ayrı vurucu hele ki Zeliha ve yaşadığı şeyler. O ayyaş adam zaten ayyaş olduğunun bir evin direği değil yükü olduğunun farkında olmadan bir de sapıklık ünvanını ( daha ağır kelimeleri hakettiğini biliyorum burada sarf edilemez diye düşündüm) almak istediği için küçücük bir kızın hikâyesini nerelere taşıdı o olmasa Zeliha ana babasının kuzusu kardeşlerinin kahramanı olarak devam ederdi. Alt tarafı bir hikaye niye bu kadar takıldın demeyin hayatımız bu ve minvalleri ile dolu herkes kendi hayatına baksa dünya daha yaşanabilir bir yer olacak ama sonunu düşünmeden kendi heveslerimiz ile yaşıyoruz ve gerisi kelebek etkisi zaten.
Spoiler içerir!!
Kitabın dili ağır konusu ise 3 parçadan oluşuyor.Baba İhsan Sait, oğul Ali İhsan, hayalet İhsan Saitten oluşuyor ve son bölümde toplamış parçaları. Prenses Dorija'dan gelen mektup üzerine, gelecekten geçmişe uzanan bir yolculuk var. Kitapta mühendislik, felsefe ve tarih var, fransiz ihtilalinden, sarıkamışa, Çanakkale Savaşından, İskender, Sezara vb. bazı tarihi olaylara atıflar var. Kurgusal olarak güzel ancak konu biraz dağınık gibi geldi bana.
Abdi gitti, Hamza geldi.(Spoiler içerir.)
(Argo içerir.)Yaşar Kemal’in 4 ciltten oluşan İnce Memed kitabının 2. kitabını okudum ve içimden geldiğince incelemesini yapacağım. Öncelikle ilk kitabında olduğu gibi duygu karmaşası yaşadığımı ve bu bozuk düzeni yenmenin kolay olmayacağını söyleyebilirim. Başlıktan anlayacağınız üzere bir kötü gidiyor, bir kötü geliyor; çünkü hayat bu.
Kitapta
Ağır spoiler içerir.
Efsane olmayı sonuna kadar hak etmiş kitap. İncelememe başlamadan önce yolu bir şekilde düşüp de bu incelemeye denk gelenler olursa diye başlığımı yeniden vurgulayarak ağır spoiler içereceğini tekrarlıyorum. Kitabı henüz bitirmediyseniz bu incelemeden hızlı bir şekilde uzaklaşmanızı dilerim.
O halde başlayabilirim, incelemenin de okumak kadar
·
Puan vermedi
#seriyorumu
Yorumum SPOİLER içerir!
Buraya 4. kitabın yorumu olarak girsem de bu aslında bir seri yorumu. Kitaba Sedef yüzünden ön yargılı başlamıştım ve Sedef'e ilk kitapta çok fazla sinir oldum. Çok bencilce davranıyor ve konuşuyordu. Aslında hayır, Sedef sevdiklerine karşı hiçbir zaman bencil biri olmadı fakat biz ilk kitapta bunu
Ah Murakami!!!!
Yine dağıldım kitabın sonunda. Murakami okumayı çok seviyorum ama.... ama bu okuduğum son kitabı olabilir. Aslında tarzı en sevdiğim tarz kafkaesk roman yazıyor. Simgeler kullanıyor, metafor yaratıyor ama ana tema hiç değişmedi okuduğum kitaplarında. Ölümle yüzleşme ve travmalarla yüzleşme. 4 kitabını okudum 3 nün ana teması travma ve ölümle yüzleşme. Tamam çok geniş içerikler, farklı yan konular, yan temalar var ama ana mesaj hiç değişmiyor. Yıkıyor, parçalıyor, ağlatıyor sonunda bir kendiyle yüzleşmeye, kabullenmeye bağlıyor. Okumayı çok seviyorum Murakami, çok fazla haz alıyorum ama dediğim gibi uzun bir süre okumayacağım.
!!!!!!spoiler içerir!!!!!
Bu sitemkar girişin arkasından Yaban Koyununun İzinde tam bir Murakami romanı. Olağanüstü karakterler, yıkılmış evlilikler, yolculuklar... Sitemim genel olsa da kitap özelinde çok beğendim ve keyifle bir çırpıda okudum. Kumandanı Öldürmek bence yazarın en iyi kitabı ve konuları da eleştirdiğim gibi paralel bu romanla. Kumandanı Öldürmekte kardeşinin ölümüyle yüzleşen biri varken, burada arkadaşının intiharıyla yüzleşecek bir karakter çiziyor Murakami. Tabii ki bundan ibaret değil roman ana tema bu. Meze olarak siyasi göndermeler, metropol hayatı ile kır hayatını karşılaştırma, öze dönme çabaları, ilişkiler ve evlilik, kapitalizm-sosyalizm,kendini tanıma ve tedavi etme gibi envai çeşit şey sunuyor. Hepsi çok lezzetli. Ama dediğim gibi ana tema Yüzleşme. Ölümle yüzleşmeye devam ediyor Murakami kitaplarında. Hakkı da var bir kitap da yüzleşilebilecek bir konu değil kendisi oldukça ağır...
