Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Spoiler içerir !
Tatlı Perşembe.. Tatlı kitap.. Uzun zamandır kitabın sonu hoş biten ya da bende tatlı bir his bırakan kitap bitirmemiştim. John stainbeck, tarafımca seviliyorsunuz... Eserlerinizin bende apayrı yeri var diyerek kitabımıza geçelim.
Rastgele okumaya başlamamla ve daha sonrasında öğrendiğim bilgiyle kitap üçlemeden oluşuyormuş ve bu en sonuncusuymuş. Anlam bütünlüğü kurmakta zorlanır mıyım tamamen bir üçleme mi henüz bunu biliyor değilim ancak yine de bağımsız olarak da beni tatmin etti.
Eserde olay Dünya Savaşı sonrasında , Sardalye Sokağı'nda geçmekte. Bi kaç isim ve çevresinde gelişen olaylardan mevcut ve arada olmazsa olmaz bir de aşk var. Karakterlerimizden Doc bir bilim insanıdır ve kararlılıkla bir makale yazmakla uğraşır. Ve Doç yalnızın da yalnızıdır.. ( İç sesi : Yalnızsın, Yalnız ! )Doc Sardalye Sokağı için önemli bir konumdadır ve dostları onun bu yalnızlığına son verme ve iyileştirme çabasına girerler. Fauna, Hazel, Mack.. Ve diğer başrolümüz Suzy .. Suzy hayat şartlarından dolayı kerhaneye düşer , yani Fauna'nın kanatlarına. Fauna evlendirdiği her kız için duvarına yıldızlar asar.( Burası beni etkilemişti.) Suzy ve Doc birbirlerine yakınlaştırılır . Ancak Suzy kendini Doc'a ait hissetmez ve tek başına hayat sürmek ister, başarır da. Sonrasında onsuz yaşamayağını anlayan Doc Suzy ile tekrar bir araya gelir .
Ağır metrajlı bir film tadında ilerleyen eser heyecansız ama bağlayıcı nitelikte. Karakterleri tanıyıp belli bir profil çizdikten sonra tabiri caizse çorap söküğü gibi ilerleyen bir eserdi. Okuyucularına şimdiden keyifli okumalar :)
Spoiler içerir.
Bu siteye yaptığım ilk inceleme de yine aynı serinin ilk kitabına aitti, şimdi üçüncü kitap için yazıyor olmak nostaljik hissettirdi. Cassandra Clare, keşfettiğim ilk andan itibaren "Alışveriş listesi yazsa onu da okurum" dediklerimdendi, keza hiçbir serisi de beni yanıltmadı. Yine de zaman içinde onun da yazım dilinin
Atlas Ateş - Kayıp Kral
Selam!
Bugün Atlas Ateş serisinin ilk kitabının incelemesini yapacağım.
Belki okulundan bilen vardır, okulumda Edebiyat dersi için bir kitap seçiliyor ve biz o kitaptan sınav oluyoruz. İkinci dönem ilk sınavının kitabı da buydu.
Beklentim çok düşük başladım açıkçası ve nedenini bilmiyorum.
Atlas Ateş, anneannesi ile Yedikule'de
Namık Kemal'in okuduğum ilk kitabı. Açıkçası beni şaşırttı çünkü Namık Kemal, Tanzimat Dönemi yazarlarından olduğu için ağır bir kitap bekliyordum ama İş Bankası sadeleştirmiş ve çok güzel olmuş. Konusu da bir o kadar şahane. Çok kısa bir tiyatro kitabı. Elinize alıp bitirmelik. Konusuna biraz değinirsem (spoiler içerir) birbirine aşık iki genç; Zekiye ve İslam. Osmanlı'nın savaşa girdiği dönemde İslam da savaşa gitme kararı alıyor ve çok sevdiğini sevgilisinden ayrılıyor fakat Zekiye İslam'ın peşini bırakmıyor ve asker kılığında savaşa katılıyor çünkü İslam'ı öyle büyük bir aşkla seviyor ki onun için ölümü dahi göze alıyor ve tabii ki Zekiye'yi savaş alanında çok büyük sürprizler bekliyor.
Yazımı Beğendiyseniz Aynı Ad ile Beni İnstagramda'da da Bulabilirsiniz
Yazarın ilk romanıdır, hatta Amerikan Natüralizmin akımının da ilk romanıdır.(bazı kaynaklarda realist-natüralist diye de geçer)
19.yy Amerikasında değişen toplum yapısı ve değerleri işlenir. Kitap edebe aykırı bulunduğundan toplanmıştır.
Kitabın içinde bulunduğu akım olan Amerikan realizmi , romantiklerden ziyade gerçeği abartmadan ya da
Yazarın Türkçe’ye çevrilen tüm kitaplarını büyük bir keyifle okudum. Chick Lit türünde yer yer duygulandıran, romantizmi dozunda yaşatan, hemen hemen her duyguyu içinde barındıran bir kitaptı.
Spoiler içerir!!!
Dışarıdan masal gibi bir hayata sahip, sınırsız imkânları olduğu düşünülen Sophia, kocasının bir gece yarısı ortadan kaybolmasıyla bu rüyadan uyanır.
FBI’ın da olaya dahil olmasıyla ciddi bir soruşturmanın içerisinde kendini bulan Sophia ve kızı çok da bilmedikleri gerçek yaşamın ağır sonuçlarıyla yüz yüze gelirler.
Kaybettiklerini geri kazanmanın mücadelesini veren Sophia, bir zamanlar büyük hayal kırıklığına uğrattığı eski aşkı Ted ve uzun zamandır bir araya gelmediği arkadaşlarıyla yeniden karşılaşıyor. Yazar hayatın ona verdiği ikinci şansı kullanırken Sophia’nın kaybettiklerinin değerini anlaması ve istediği şeyler için çaba göstermesini çok güzel konu edinmiş. Kitapta okudukça sinir olduğum ve çoğu davranışlarını bencillik, şımarıklı olarak adlandırabileceğim bir karakterdi Sophia. Hatta şu ana kadar okuduğum kitap karakterleri arasında bana en itici gelen bir karakterdi. Bence Sophie kesinlikle Ted’i haketmiyor.
Sophie ne kadar antipatimi kazanmış olsa da kitap kesinlik eğlenceliydi. Bu türü sevenlere kafalarını dağıtmak için okumalarını tavsiye ederim.
