Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
195 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
HAKLI DAYAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR!
Aile içi şiddet her yaştan insanda, cinsiyette ve ırkta görülebilen, fiziksel ve psikolojik yönleri olan bir şiddet türüdür, kitapta buna pek çok örnekle fazlaca yer veriyor. Bu şiddet türünde özellikle fiziksel olarak zarar verme, baskı altında tutma, kadına ve direkt aileye korku salma gibi davranışlar yer alır. Yani her yönüyle eşit olmayan bir
Evdeki Terör
Evdeki TerörKolektif · Mor Çatı Yayınları · 199663 okunma
99 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Birçok eser çağımızın çeşitli tasvirlerinden meydana gelmiştir. Bu tasvirleri eserde hem kısa bir metnin içerisine sığdırabilmek, hem de bunu yaparken yoğun konulara değinebilmek gerçekten meşakkatli bir meseledir. Kabaca ifade edecek olursak, bu eserde Camus'un yaptığı da budur aslında. Çağlar hakkında uzun uzadıya eserler yazılabilir; belki de
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
Reklam
Rol baskısı, insanların diğer insanlardan kendi istedikleri rolleri oynamalarını istediklerinde meydana gelir. Bir ebeveyn olarak, bu tür insanlar çocuklarını belli kalıplara göre davranmaları için zorlarlar, bunu yaparken konuşmak yerine onları reddetmekle tehdit ederler ve diğer aile üyelerini onlara karşı doldururlar. Rol baskısı, bir çocuğa ebeveyninin onaylamadığı bir şeyi istemekle kötü biri olduğunu hissettirir, ağır dozda suçluluk ve utanç duygusu içerir.
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Stefan ZWEİG – Korku (SPOİLER İÇERİR) Korku, bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz bir duygudur. Korkunun her insanda bir yeri vardır. Korktukları şey, sonucu insandan insana değişir belki ama her insan tadar bu duyguyu. Kiminde pişmanlıkla, kiminde öfkeyle, kiminde ise bir rahatlamayla, huzurla
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,5bin okunma
469 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bilincin İhtişamlı Gizemi
Descartes’ın şüphe metodunu kullanarak oluşturduğu felsefesinin temelinde refleksif bilinç yer alır. Sırayla her şeyin doğruluğunu ve kesinliğini sınayan Descartes, son raddede açık seçikliğinden ve kesinliğinden emin olduğu bir şey bulur nihayet: düşünen ben. Ünlü “cogito ergo sum” (düşünüyorum, o halde varım) onun felsefesinin temel dayanağıdır.
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç - Öznelliğin BilimiAntti Revonsuo · Küre Yayınları · 201715 okunma
73 syf.
9/10 puan verdi
Gregor'un hüzün dolu hikayesi
1-Kitabın Konusu Pazarlamacılık yaparak geçinen Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında böceğe dönüşmesini ve hayatının geri kalanında da bu haline alışmaya çalışmasını anlatır. 2-Kurgu (Mekan - Zaman) Hikaye Samsa ailesinin evinde geçiyor 3-Karakterler ve Özellikler Gregor Samsa : Pazarlamacılık yaparak geçimini sağlayan Gregor
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Olympia Yayınları · 2020222bin okunma
Reklam
Rol Baskısı
İnsanların diğer insanlardan kendi istedikleri rolleri oynamalarını istediklerinde meydana gelir. Bir ebeveyn olarak, bu tür insanlar çocuklarını belli kalıplara göre davranmaları için zorlarlar, bunu yaparken konuşmak yerine onları reddetmekle tehdit ederler ve diğer aile üyelerini onlara karşı doldururlar. Bu baskı çocuğa kötü biri olduğunu hissettirir ve ağır dozda suçluluk ve utanç duygusu içerir.
250 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İktidarın Sembolleri ve İdeoloji
Kitabın birinci bölümünde, Abdülhamid dönemindeki iktidarın kullandığı semboller ele alınmaktadır. Devlet törenleri, modern protokol, modernleşen camii mimarisi, devlet arması, nişanlar vb. simgesel tezahürleri olmuştur. Birinci bölümün başında da zaten ilk olarak Cuma Selamlığı örneklenmiştir ve ne kadar ilgi çekici olduğu üzerinde
İktidarın Sembolleri ve İdeoloji
İktidarın Sembolleri ve İdeolojiSelim Deringil · YKY · 200217 okunma
215 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Azledildin!
SPOILER İÇERİR Black Mirror senaryolarına taş çıkartacak cinsten bir eser daha doğrusu şaheser. Her okuduğum kitapta
Hakan Günday
Hakan Günday
'a duyduğum saygı ve
Aytuğ Akdoğan
Aytuğ Akdoğan
'a duyduğum şükran biraz daha artıyor. 3 yaşında bir hayal gücü düşünün 25 yıl sonrasına mektup yazıyor. Annesini babasını öldürmeyi düşünüyor ve uzun çabalar düşünceler sonucunda yokavar
Azil
AzilHakan Günday · Doğan Kitap · 20249bin okunma
Vatikan bu sırrı dördüncü yüzyılda örtbas etmeye çalışmıştı. Haçlı Seferleri'nin bir sebebi de buydu. Bilgileri toplayıp, yok etmek. Magdalalı Meryem'in eski kilisenin erkeklerine karşı oluşturduğu tehdit yıkıcıydı. Mesih'in kilise kurma görevini verdiği kadın olmakla kalmıyor, kilisenin yeni ilan ettiği ilâhın aslında ölümlü nesiller dünyaya
Sayfa 283 - ALTIN KİTAPLARKitabı okudu
Reklam
-Rol baskısı, insanların diğer insanlardan kendi istedikleri rolleri oynamalarını istediklerinde meydana gelir. Bir ebeveyn olarak, bu tür insanlar çocuklarını belli kalıplara göre davranmaları için zorlarlar, bunu yaparken konuşmak yerine onları reddetmekle tehdit ederler ve diğer aile üyelerini onlara karşı doldururlar. Rol baskısı, bir çocuğa ebeveyninin onaylamadığı bir şeyi istemekle kötü biri olduğunu hissettirir, ağır dozda suçluluk ve utanç duygusu içerir. -Rollere uymak için ısrar etmek, bir çocuğun yaşamındaki en kişisel ve en temel seçimlerini geçersiz kılmaktır. Ancak duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynler böyle davranmanın huzursuzluğunu yaşamaz çünkü onlar karmaşada kendilerini rahat hissetmezler ve sadeleştirilmiş bir hayatı tercih ederler. Onların bakış açısına göre, eğer bir kişi kendisinden beklenen rolü gerçekleştirmiyorsa o kişiyle ilgili bir sorun var demektir ve o kişinin değişime ihtiyacı vardır.
Küçük çocukları dövmek, ağır hatta kimi zaman hayat ta uygulanan şiddetin izi bedende kalır ve sonra yetişkin boyu süren sonuçları olan bir suistimal türüdür. Bir çocu- başka tezahürü de suistimal ed:le u slara yöneltilir. tarafindan başka insanlara hatta uluslara yöneltilir. Bir edilen çocuğun depresyona, uyuşturucu bağımlılıığına, ağır
31 Ekim 2002 Atatürkçü genç mollalar - Genel olarak, yobazlık, bağnazlık, yalnızca inanç ya da düşünce dünyası için tanımlanmakla birlikte, daha çok toplumsal dokudan beslenen ağır psikolojik süreçler içerir. Bu yüzden düşünsel olduğu kadar, psikolojik arazlardır da... Bağnazlık, bazı bünyelerde psişik bir tutku gereksinimi haline geldiği için,
Sayfa 249 - Metis yayınları, 2009Kitabı okudu
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hiçbir şeyin hiçbir anlamı yok
SPOLIER İÇERİR Baş karakter hayatın hiçbir anlamı olmadığını, yaşamak veya ölmek arasında bir fark bulunmadığını ve öldükten sonra yok olacağımız için yaşamanın bile gereğinin olmadığından bahsediyor. Bu düşünceleri hâliyle davranışlarına yansıyor. Hayata karşı bu derece kayıtsızlıkla devam ederken bir adamı öldürüyor. Tartışılası birçok yer bulunsa da üzerinde duracağım kısım, katilin mahkemede cinayetten ziyade hayata karşı ruhsuz duruşundan dolayı yargılanması. Mahkemede aleyhine kullanılan veriler, sanığın annesinin cenazesinde üzülmüş görülmemesidir. Günlük hayatına normal bir gün gibi devam ettiğinden onun câni olduğuna karar verirler. Ama karakterin iç dünyasında annesinin ölümüne üzülmemesiyle birlikte sevinmediği de görülür. Yani canilikten ziyade bir duygusuzluk söz konusudur. Bunun da sebebi "hiçbir şeyin hiçbir anlamı olmamasıdır." Böyle bir düşünceye sahip olmak elbette bir suç değildir. Suç olmayan bir eylemin doğal sonucu, duygusuzluk, sanığın ölüm cezasına çarptırılmasına vesile olmuştur. Eğer üzülmüş gibi yapsaydı bu denli ağır bir ceza almayacaktı. Onun için infaz edilmek de eceliyle ölmek de bir olduğundan kendini savunması gereken yerlerde bile davayla ilgilenmemiştir. Tabii şöyle bir durum daha var: Bu derece duygusuz ve umursamaz bir insan, diğer insanlar için bir tehdit hâline gelebilir. Çünkü zarar vermekten korktuğu bir merci bulunmamaktadır. Tolstoy'un İtiraflarım kitabında bu kayıtsızlığa karşı tek çare "inanç"tır. Aksi taktirde yaşamak ölümden daha ağır gelir.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021111,2bin okunma
Küçük çocukları dövmek, ağır hatta kimi zaman hayat boyu süren sonuçları olan bir suistimal türüdür. Bir çocuğa uygulanan şiddetin izi bedende kalır ve sonra yetişkin tarafından başka insanlara hatta uluslara yöneltilir. Bir başka tezahürü de suistimal edilen çocuğun depresyona, uyuşturucu bağımlılığına, ağır hastalıklara, intihara ya da erken ölüme sebep olacak şekilde şiddeti kendisine yöneltmesidir. Ebeveynimize hayatımız boyunca hürmet göstermemiz gerektiği fikri, iki temel üzerine inşa edilmiştir: ilki, ağır sapıklık şekline bürünebilecek mazoşistlik davranışta tezahür eden suistimal edilen çocuğun kendisine eziyet edenlere (yıkıcı) bağlılığıdır. İkincisi ise, bize ne yapmış olurlarsa olsunlar, anne babalarımızın hak ettikleri hürmeti onlara göstermediğimiz takdirde bizi binlerce yıldır erken ölmekle tehdit eden geleneksel ahlaktır. Bu korkutma ahlakının, küçükken suistimal edilmiş bireyler üzerinde yaratacağı korkunç etkiyi anlamak zor değildir. Çocukken dövülen herkes, korkmaya meyillidir. Çocukken sevgiden yoksun kalmış herkes sevginin özlemini -belki de hayatları boyunca- çekeceklerdir. Bu özlem, pek çok beklentiyi içerir ve bu beklentiler, sözünü ettiğimiz korkuyla birleştiği zaman Dördüncü Emir’in serpileceği mükemmel bir ortam yaratır.
Sayfa 195Kitabı okudu
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.