Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
KORKMAZGİL VE ''MADE İN TURKEY'' ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ:
Kitaptaki İTİN AĞASI adlı öykünün başına eklenmiş olan İTİN AĞASI ADLI ÖYKÜNÜN SOSYO-POLİTİK VE EKONOMİK PEK ÇOK İLGİNÇ ÖYKÜSÜ başlıklı yazı hakkında yazar, şöyle demektedir: ''İTİN AĞASI'' adlı öykü, gerek basında, gerekse Parlamentoda büyük gürültülere yol açmıştır. Bu gürültü, yıllarca sürmüştür. Bence, bu öykünün öyküsü,
320 syf.
·
Puan vermedi
Dokunduğum Yarala(r)
Ben, Benim de bir hikâyem olduğunu fark etmem, müşteri temsilcisi ile yaptığım telefon görüşmesi sırasında oldu. Belki de özlemin ve yalnızlığın yarım kalan bütün hikâyelerini benden önce dinlemişsinizdir. Ben de uzun uzun başkalarının hikâyelerini dinlemiştim. Bir arama ile başlayan benim hikâyemi geç de olsa bugün öğreneceksiniz.  Önceki günler
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
Reklam
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
2022 (Pars) yılında okuduğum 43.betik [Teke ayının 4.betiği]
Betiğin adından bilimkurgu öykü seçkisi olarak anlaşılsa da içerik olarak bilimkurgu ve onun dışında türlerden öyküler olduğu için spekülatif kurgu öykü seçkisi olarak adlandırıyorum. Bu öykü seçkinin türünü anca uzman okurların değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Bu öykü seçkisinde Azerbaycan Türk'ü Ümid Qurbanov ve bilimkurgu öyküleriyle Sinan
Ya Sonra
Ya SonraKolektif · Alef Yayınları · 20147 okunma
230 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
MADE İN TURKEY» yazarın ikinci mizah öyküleri kitabıdır. Kitaptaki İTİN AĞASI adlı öykünün başına eklenmiş olan İTİN AĞASI ADLI ÖYKÜNÜN SOSYO - POLİTİK VE EKONOMİK PEK ÇOK İLGİNÇ ÖYKÜSÜ başlıklı yazı hakkında yazar, şöyle demektedir : İTİN AĞASI adlı öykü, gerek basında, gerekse Parlâ­ mentoda büyük gürültülere yol açmıştır. Bu gürültü, yıllarca
Made In Turkey
Made In TurkeyHasan Hüseyin Korkmazgil · Tek Yayınları · 197050 okunma
230 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İki- üç yıl oluyor sanırım, bir kitap okumuştum. Daha yeni yeni tanıyordum edebiyat camiasını ve ilk heyecanlarla sevdiğim bazı yazarların, kitapta konu edilen kişiye olan töleransları ve sevgileri, beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Çünkü, sevilebilecek bir yanını göremediğim gibi -ki bu olabilir, herkesi sevmek zorunda değiliz ama ilkesiz, gayr-i ahlaki bazı tutumları yüzündendi şaşkınlığım- bu kadar değer verilmesi ve sanki unutulmaması gereken (!) şeyler yapmışçasına, adına kitap çıkarılması beni şaşırtmıştı. Bunları neden diyorum, çünkü, Hasan Hüseyin, dönemin yazar çizerlerinin çok güzel bir tablosunu resmetmiş, özellikle ''Ağlama Duvarı (Öykü Gibi)'' yazısında. Parantez içinde verilen ve dip not olarak ''parantez içindeki kılçıklar Hasan Hüseyin'e aittir'' ifadesi olan o kılçıklarsa, Hasan Hüseyin'in o muhteşem mizah anlayışını çok güzel ortaya seriyordu ve gülmekten alamadım kendimi.. Bu kitapla beni tanıştıran, o çok sevdiğim canımın içi yazar Bedrettin Cömert'e de selâm olsun.. Güzel insanların birbirini bulması ve sevmesi, bu dünyanın en güzel taraflarından biri kanımca.. Hasan Hüseyin'i şiir dili haricinde, öykü diliyle de tanımak büyük mutluluktu benim için. Tavsiye ederim, pişman olunmaz..
Made In Turkey
Made In TurkeyHasan Hüseyin Korkmazgil · Tek Yayınları · 197050 okunma
AĞLAMA DUVARI (öykü gibi)
''..Türkiye ne Ankara'nın Kızılayından, ne de İstanbul'un İstiklâl Caddesinden ibarettir. Halkımızın durumu işte ortadadır. Verilen savaş bellidir. Her konuda, sessiz veya sesli bir ölüm-kalım savaşı içine girilmiştir. Sanatçının, edebiyatçının toplumda bir yeri, bir görevi varsa eğer, bu görevi yerine getirmenin günü çoktan gelmiştir. Emperyalist ülkelerin şımarık burjuva sanatına özenip, kişisel bunalım ürünlerini bu halkın önüne sanat diye, edebiyat diye sürmenin gereği yoktur.! Yan çizmekse, budur yan çizmek; kaytarmaksa, budur kaytarmak; sorumsuzluksa, budur sorumsuzluk.! Ben sanatçıyım, ben edebiyatçıyım diyen kişi, külahını önüne koyup düşünmeli, Kayacan'ın dediği gibi, yıkılmışsa yıkılmışlığını, yenilmişse yenilmişliğini, ezilmişse ezilmişliğini anlatmalıdır. Meyhane dırdırlarıyla, pastane fiskoslarıyla, ucuz kahramanlık masallarıyla geçirilecek vaktimiz yoktur. Bu halkın sanatçı adı altında, edebiyatçı adı altında birtakım kaytarıkları beslemeğe gücü kalmamıştır artık.'' * (Bu yazı, DOST dergisinin Ocak 1967 sayısında yayımlanmıştır. Dergi henüz basımevinde iken, bu yazının yazarı Hasan Hüseyin Korkmazgil, ''Kızılırmak'' adlı yapıtından ötürü tutuklanmış ve Ankara Cezaevine konulmuştur.)
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
AĞLAMA DUVARI (öykü gibi)
''Şiir yazar, şiire benzemez. Roman yazar, romana benzemez. Hele müzik, o ayrı hikâye.! Ankara'da -siz, isterseniz, İstanbul da diyebilirsiniz- gece gündüz kaldırım ölçer; burjuva salonlarında egosunu uyutur; burjuva olanaklarından yararlanarak adını yazara, ozana, ressama çıkartır; hiçliğini, sanki bir ölçüymüş gibi, getirip kor ortaya. Ölçü.! Ne ölçüsü be.? Bir dâvası yoktur, bir kavgası yoktur. 'İnsanlarım' dedikçe mangalda kül koymaz, sıkıyı gördü mü sağdan geri eder. Rahatlığın aslanıdır, gürültünün sıçanı. Bir eli emekçinin cebindedir, bir eli başka çevrelerin havasında.. Celâl Vardar'ın dediği gibi, 'Suya dokunmazmış-sabuna dokunmazmış-Pise bak.' (..) Ağzının içinde geveler durur birtakım sözleri. Bunların anlaşılması değil, anlaşılmaması önemlidir. Anlaşılırsa hapı yuttu demektir. Zaten sermayesi ne ki.! 'İyi' dersin, 'bunalım. Anladık. Haklısın. Ama, hangi bunalım bu.? Kimin, neyin, nerenin, hangi ülkenin bunalımı bu.?' Şaşkınlığı kareleşir, kübleşir. Kendini tanımıyor, çevresini tanımıyor ki.! Ne bilsin, kimin, neyin, nerenin bunalımı olduğunu.! Bunalım işte.. Bunalım..
Sayfa 204Kitabı okudu
AĞLAMA DUVARI adlı yazısının kitaba niçin alındığı konusunda da Korkmazgil şöyle demektedir: ''AĞLAMA DUVARI, elbette ki, alışılmış öykülerden değildir. Buna, ilk bakışta, öykü demek bile güçtür. Peki ama, öykü nedir.? 1967 başında Dost dergisinde yayımlanmış olan, bir gerçeği ortaya çıkarmağa çalıştığı gibi, bol bol da kahkahaya yol açan bu yazının bu kitaba girmesini ve okura ulaşmasını yararlı buldum. AĞLAMA DUVARI'na öykü değil demek hiçbir anlam taşımaz. Bence, bu konu çevresinde edilmiş bir takım sözleri eğlenceli bir dille eleştirirken, birtakım gerçekleri de altanalta söylemeğe, belirtmeğe çalışan, geliştirmeği çok istediğim bir öykü türüdür bu. Edebiyatımızda pek örneği yoktur sanıyorum. Kimilerinin ''mizah şaheseri'' dediği bu yazıyı kitaba alırken, yazının ilk yayımlandığı Ocak 1967'de olduğu gibi, birtakım kimselerin düşmanca davranışlarıyla yeniden karşılaşacağımı da iyi biliyorum.'' * Hasan Hüseyin