Bir veda romanı…
Veda romanı 1920'li yıllarda, maliye nazırı olan Ahmet Reşat Bey’in ailesi ile beraber, Beyazıt’ta bir konakta yaşadığı olayları ve milli mücadele dönemini anlatıyor. Romanı okurken siz de o konaktaki hayata dahil olup, 1920'li yılların İstanbul sokaklarında gezebilirsiniz. Aşk, savaş, ihanet, vatanseverlik duygularını ve Milli Mücadele'nin zor yıllarını hissedeceğiniz bir roman…
Kitap için naçizane eleştirilerime gelince; yazarın dili sade ve akıcı olmakla beraber daha edebi bir dil beklediğimi söyleyebilirim. Biraz daha milli mücadeleyi ve Osmanlı’yı anlatacak tarihi bilgilerin de olması gerektiği kanaatindeyim.
Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.
Veda
Son zamanlarda, belki de hayatım boyunca okuduğum en güzel eser. Mustafa Kutlu yine yormadan, ustaca yazmış ve bizi bu kederli hayata dahil etmeyi başarmış. Son sayfasını okurken hissettiklerimi tarif edebilecek bir kelime dahi bulamıyorum, fakat kalbimin kırıldığını hissettiğimi söyleyebilirim. Sayfaları çevirdikçe, hikayeye daldıkça ‘Evet artık gülecek yüzleri, daha ne yaşayacaklar yahu’ diyebilirsiniz, ama sonunda hüzne boğulacaksınız. Anlatılacak tek bir şey yok, herkesin Kenan ve oğlu Sado’yu tanıması gerekiyor. Okuyalım, okutalım efendim.
“Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben hâlime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime”
Mustafa Kutlu 
Tirende Bir Keman
