Aşkın de hali
Bu kitap aslında benim ilk incelemem ve çok içime dokunan bir hikaye. İlk bölümlerde Defne ve Mert’in evlenme eşiğindeki kusursuz mutlu arkadaşlıklarını ve hayatını okuyoruz. Kitaba başlarken biraz şaşırabilirsiniz. E biz bu kitapta ne okuyacağız? Aslında bu kitapta öyle şeyler okuyacağız ki gerçekten romantizm akımının yaşandığı, tesadüfler silsilesi ve inanılmaz derecede geçmişe sıkışan ufacık yaşamlar. Bu kitabı bitireli belki de 5 dakika oluyor ama bu kitabı önermekten hiç bıkmayacağıma şimdiden eminim.
SPOİLERLI KISIM
Defne bir gün her şey çok güzel giderken ortadan kaybolur. Mert’in ve arkadaşlarının Ayça’nın, Ege’nin Defneyle bağlı olarak bu olayların peline düşmesi ve en sonun aslında herkesin kalbi çok temiz saf Deniz’e bağlanması beni bitirdi. Rüya’nın ve Ege’nim popülerliğin getirdiği yalnızlıkla yaşadıkları hayat, Mert’in hayatını bir kişiye bağlaması, Defne’nin içindeki çöküş, Deniz’in saflığı her şeyiyle yeri geldiğinde beni ağlatan, yeri geldiğinde beni güldüren, yeri geldiğin sorgulatan çok güzel bir kitap. 
Aşkın -De Hali
Ben ağlarım, ağlamalıyım; çünkü beni ağlatan zâlim göz yaşından müteessir olmayan bir taşyüreklidir.
Zavallı bahtsız! Eğer kalemin de sana yâr olmasaydı neyle avunurdun. Gecenin sessizliğini ancak saatin tıkırdısı gideriyor; o da, her vuruşunda, sanki yüreğimi deliyor.
Burda yapyalnızım. Halimi soracak, feryadımı işitecek kimsem yok. Niçin bu böyle olsun Yarabbi? Sen bu hâli değiştirebilirsin. Ah yalnızlık, sen beni mahvedeceksin... (Gece yarısından bir saat sonra) "Yalnızlık azabı"ndan:
"Efsûs" 1. Kısım, sahife 43
Boru üç kez uzun uzun ötmüştü, üç uzun ötüş Ötekiler anlamına geliyordu. Ormanın ak yürüyenleri, soğuk gölgeler, Sam’i henüz bir çocukken titretip ağlatan hikâyelerin canavarları, devasa buz örümceklerini süren kana susamış yaratıklar...
Epsilon Yayınları, Çeviri: Sibel AlaşKitabı okudu
