Cehennem, hatıraların küllenmesi, ümitlerin susması.
Cehennem, haykıramamak, ağlayamamak.
Cehennem çöl değil, kuyu: sularında yıldızlar pırıldamayan kör bir kuyu cehennem.
Çölde yıldızlar konuşur, rüzgâr konuşur...
“ben iyiyim.
bazı ülkelerde sonbahar şimdi, ondan biraz hüzünlüyüm tabi.. bazı ülkelerde kar yağıyor şimdi, ondan üşüyorum biraz. bazı ülkelerde saat gece yarısını çok geçti diye kısık sesle konuşuyorum gündüz vakitleri..
tesadüflere inanmıyorum hala. ve hala sevmiyorum, sevmediğin şeyleri..
hala sana dokunan her kadının cehenneme gitmesi
AĞLAMAK MI AĞLAYAMAMAK MI?
Geçen sene bu zamanlardı bir haber okumuştum. Ermeni bir kızın gözlerinden kristaller dökülüyordu. Daha önce diş hekimine gittiğini orada gözüne toz kaçtığını düşündü. Doktora gittiğini fakat doktorlarında bir teşhis koyamadıklarını ne ile karşı karşıya olduklarını bilmediklerini söylüyorlardı.
Bu olay bana çok enteresan gelmişti. Bu kitabın da benzer konu olduğunu okuyunca alıp başladım okumaya.
Hasan Ali Toptaş bu kitapta Güldiyar'ın gözünden dökülen yaşları anlatıyor. Bu yaşların taş olup başına ne işler açtığını. Yeri geliyor ağlayamıyor Güldiyar fakat ağlamak mı daha kötü ağlamamak mı bilemiyorum. Çünkü gözlerinden dökülen yaşları kendi isteğiyle dökmediği gibi ağlayıp ağlamamakta ona bırakılmıyor. Zorbalıkla korkuyla ağlamaya mecbur bırakılıyor. İnsanların bir zorbalık karşısında nasıl merhametsiz ve kayıtsız kaldığını anlatıyor bize yazar.
Kitapta ki şu alıntı özetliyor aslında insanların geldiği acınası durumu
"Sen diyorsun ki kötüler gelip bize kötülük edinceye kadar iyidirler, başımızın üstünde yerleri vardır"
Bu alıntının üstüne daha da yazabiliceğim birşey kalmadı galiba Nasıl seyreden bir toplum olmuşuz. Üzücü başka diyecek kelime bulamıyorum
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,2bin okunma
Evet bir şeyler eksik ve ben o eksiklikle yaşayamıyorum, özgürlüğün bedeli yalnızlık olmamalı. Hiç kimseden, hiçbir şey beklememek, başını kimsenin omuzuna dayayıp ağlayamamak, kaskatı olmak, duygusuz görünmek... Bu mu, özgürlük bu mu olmalı?
Tam sınırdan kaçarken vurulmak nedir bilir misin?
Nöbetçiler ha gördü, ha görecek
Parmaklarının ucu dikenli tellere değdi değecek...
Ama... Bir adım daha atamazsın.
Uzanıp tutamazsın;
Göz pınarlarında donup kalır hayallerin
Planların, kaçışın, kurtuluşun
Ve deler sevgi dolu yüreğini
Sevgi bilmeyen bir kurşun.
Bir okyanus da boğulmak nedir bilir