Gülmek batıyor Ağlasam ağlayamıyorum.
Ne bileyim hayatı yaşayamıyorum.
Canım acıyor olanlara
Gözlerim kapanıyor ben açsam da
Hayat devam ediyor
kimi ölse kimi doğsa da
Ayakta kalmak zor
Hayatta kalanlarla da yaşanılmıyor.
Günden güne eriyorum
Tükeniyorum adeta
Aklım zihnim karmakarışık
Mutsuzum her an dökülmese de kan
Mucize de olmayacak ya neyi beklerim
Pisliği artan bu dünyaya karşı savaşmayacak mıyım?
Daha kendimle savaşamıyor yenik düşüyorum
Bunu nasıl kiminle başaracağım
Ya başaracak birileri ya da batacak bu dünya
ya da kaybetmeye devam edeceğiz kan her daim akacak
Pisliğiyle olaylar kan donduracak...
Ya kalkacak birileri ayağa Dünyayı kurtarmaya insanları kurtarmaya
Ya da boş verecek herkes gibi Göz göre göre Dünyanın batmasına
Ya çocuklara öğretilecek edep iman Denilecek Haramlardan uzak dur aman
Ya da Haramlarda Boğulacak Bu Dünya Olacak Darmaduman...
FURKAN ESEN
06.09.2021
____________
Bakmayın bana acıyorum kendime ,
Ağlayamiyorum O'nsuz gecelerime .
Ne de çok yakın mışım evrendeki zenginliğe.
Susmaz oldu içim bağırır çığlık çığlık gecelerce
Tutmaz gönül bağım hakikate ,
Yâr dokunsa ağlayacağım ,
Ağlayacağım O'nun için belki gecelerce.
Çağlamak isterim aşk için öyle güzel gönüllerde.
Sesleniyorum dünyaya durgun ve kendimce. Biliyorum duyan yok ,
Suçlamak için neden çok .
Üzülmem eğer bunu bana söyleyen özümse.
Kendime gelmek kadar ölümüde istiyorum.
O'nu en güzel yerde saklıyorum.
İçime onun emirlerinden duvarlar örüyorum.
Ne olursa artık sadece O'nun için susuyorum.
Duruyorum olduğum yerde insanları sayıyorum.
Biri gelir diğeri giderken şikayet edenleri görüyorum.
Ne zaman bir kusur görsem,
Suçu hep kendimde buluyorum.
~
Bugün kendimle barışmaya karar verdim. Aldım vicdanımı karşıma bu yorgunluk yetmez mi(?!) diye sordum. Ses etmedi durdu ve bir kez daha sızladı.
Ah! dedi ah! Anladım bir kez de onu yorduğum için sızladı vicdanım.
Ertelenmiş bir uykum ve hep kendimden yorulmuşluğum var benim. Artık erken uyuyacağım..
"Ahmet Arif'in de dediği gibi...
Belki de
Yazamıyorum, ağlayamıyorum...Ne yaptın sen bana Martin Eden? Ne yaptın sen bana Jack London? Sanki bütün kelimelerimi hafızamdan çekip aldın, beni duygu ve düşüncenin derinliklerine daldırdın ve orada eli kolu bağlı bıraktın.
Kendimi toparlayıp yazmaya çalışacağım. Çünkü beni bu kadar etkileyen bir kitap hakkında bir şey yazmazsam, kitaba
Sanırım yıllar geçse de bir köşeye çekilip, sorgusuz sualsiz duvarı izlemekten vazgeçmeyeceğim. Eski küçük kızın canı yandığında göz yaşları düşerdi yanaklarından. Sabahlara kadar ağlayıp uyanınca yeniden kalkmak isterdi. Şimdi ise ağlayamıyorum, çok ağlayınca göz yaşları biter derlerdi. Sanırım doğru. İçim ağlıyor, içim kan ağlıyor, en garibi de ben gülüyorum. Saatlerce kasvetli havanın yaşattığı hislerimi sorguluyorum. Duvarlar hiçbir şekilde konuşmuyor. Benimde konuştuğum söylenemez. Konuşmuyorum ama içimdeki melodinin duyulmasını istiyorum. Yıllar sonra nerede, nasıl olurum bilmiyorum hatta tahmin bile edemiyorum. Bir insan bu kadar hayat dolu olup bu kadar hayatını nasıl karanlık görebilir aklım almıyor. Güçsüz değilim fakat güçlüyüm de diyemiyorum. Kalabalıktayım bu yüzden yalnızım da diyemiyorum. Melankolik olmak ruhuma işlemiş. Göz yaşlarımın her daim içimdeki çiçeği sulayacağını bildiğim için asla kurutmayacağım. Ve mevsimi geçmiş bir çiçeği yeniden yeşertmeyeceğim.