ONCE UPON A TİME İN 1000K
Aralık ayı etkinlik : #93818974 Hikayemiz 2017 senesinde geçmektedir , olaylar ve kişiler hayal ve gerçek kadar iç içedir. O senenin öncekilerden veya sonrakilerden farkı neydi diye sorulacak olsa , muhtelif cevaplar verilebilirdi elbette. Bir takım araştırmalarımız sonucu , 2017 senesinde dünyamızın çok
133 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Fransız öykü yazarı Jean-paul Didierlaurant'in 2014 yılında yayınlanan Ağustos 2017'de de Aysel Bora çevirisi ile Can Yayınları'ndan çıkan 6.27 Treni isimli bu güzel romanı okuduğuma çok sevindim. Yazarın dilimize çevrilmiş başka metinleri yok sanırım ama kitabın yayınlandığı her ülkede büyük ilgi görmüş bu yazarın farklı çevirilerini de en kısa
6.27 Treni
6.27 TreniJean Paul Didierlaurent · Can Yayınları · 20171,015 okunma
Reklam
144 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
“Gitmek” içimizde bir diyar | Ayşegün Korkmaz
2022 Okuma Listesi - 7. Kitap Bazen gitmek isteriz. Kaçıp kurtulmak, sonsuza dek kaybolmak… Yollar çağırır bizi; mekânlar çağırır, insanlar çağırır. Yeni başlangıçların peşine düşeriz. Geride kalan her şey anlamını yitirir. Gitmek hayatı sıfırlamak anlamına gelir. Ama gittiğimiz yeri zaman içerisinde bıraktığımız yere dönüştürürüz. Çünkü
Gitmek
GitmekSibel Güneşdoğdu · Edebiyatist Yayınları · 20225 okunma
Ağustos 2017-2018
1) Ahmet Arslan - İslam Felsefesi Üzerine 2) A.G. Roemmers - Genç Prensin Dönüşü 3) Amin Maalouf - Arapların Gözünden Haçlı Seferleri 4) Anthony Burgess - Otomatik Portakal 5) Arthur Schopenhauer - Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine 6) Arzu Kadumi - Gazoz Kapakları Birliği 7) Ayşe Şasa - Bir Ruh Macerası 8) Balzac - Goriot Baba 9) Banu/Onur
Edebiyat Dergilerindeki İzdiham
Can Yücel, Ahmet Arif gibi şairler imzalı muhtelif şiirimsilere sosyal mecralarda rastlamaya alışmış, onlarla mücadele etmenin boş olduğunu kabullenmiştim aslında. Gelgelelim
İzdiham Dergisi
İzdiham Dergisi
sitesinde de “Bağlanmayacaksın” kadar meşhur Herkes Gitmek İstiyor’a (1) denk gelince, pek adetim olmasa da, altına sâfiyâne
Uyku hakkında edindiğimiz tüm bilgiler, zihinsel ve fiziksel sağlığımız için ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. Uyuma-uyanma örüntümüz, insan biyolojisinde temel bir özellik; sonsuz bir gece gündüz çarkı içinde dönen gezegenimiz üzerindeki yaşama uyum sağlamanın bir yolu. 2017 Nobel Tıp Ödülü, 1980’ler ve 90’larda yaptıkları çalışmalar sonucu hücrelerimizde yer alan ve bizi güneşle senkronize hâlde tutma amacı güden moleküler saati tanımlayan üç bilimciye verildi. Yakın tarihli araştırmalar, bu sirkadiyen ritim bozulduğunda diyabet, kalp ve demans gibi hastalıklara yakalanma riskimizin arttığını gösteriyor. Oysa yaşam tarzı ile güneş döngüsü arasındaki dengesizlik epidemik bir hâl almış durumda. Harvard Tıp Fakültesi Uyku ve Biliş Merkezi’nin müdürü Robert Stickgold, “Yetersiz uykunun olumsuz sonuçlarına dair dünya çapında bir teste tabi tutulmuş gibiyiz,” diye konuşuyor. Örneğin günümüzde ortalama bir Amerikalının 7 saati bulmayan gece uykusu, yüz yıl önceye kıyasla iki saat daha kısa. Nedeni ise büyük oranda elektrik kullanımının yaygınlaşması ve televizyon, bilgisayar ve akıllı telefonlar. İçinde yaşadığımız bol ışıklı huzursuz toplumda uykuyu genelde düşman olarak görüyor, bizi üretkenlik ve eğlenceden alıkoyan bir durum olarak algılıyoruz. Ampulün mucidi Thomas Edison da “uyku bir saçmalık, kötü bir alışkanlık,” demişti. Bir gün uyku olmaksızın yaşayacağımıza inanıyordu Edison.
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.