408 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ah Kirke.. Ailenin sevilmeyen, istenmeyen, ötekileştirilen ve itilen kız çocuğu.. Ve buna rağmen içindeki sevgiyi asla öldürmeyen. Mitolojik bir romandı.Ağır bir kitaptı fakat içerisinde durup düşüneceğiniz, dersler çıkarabileceğiniz çokça satırlar var. Ölümlü ya da ölümsüz insanların ne kadar nankör, menfaatları uğruna savaştıklarına şahit olacaksınız. Ve bir annenin gücünü.. Evladı için hiçbir şeyden sakınmayan gözü pek bir anne. Beni en çok mutlu eden de sonunda aşkını bulmuş olmandı Burdan yeri gelmişken bütün anne babalara seslenmek istiyorum. Evlatlarımız kıymetli. Onlardan sevginizi esirgemeyin. Kıymetli olduklarını her an hissettirin. Keyifli okumalar
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202134,3bin okunma
·
Puan vermedi
Sevgili yazar yine bizi alıp götürmüş adaşım olan Burcu öğretmenle birlikte doğunun en ücra köşesine yani "sınırın sıfır noktasında" aklıma vizontele Tuba filmindeki kütüphanesiz bir köye kütüphane müdürü olarak atanan Tarık Akan ve orda yaptıklarını getirdi. Gelelim kitabın konusuna ; Burcu ögretmen orta düzey bir ailenin ortanca
Sınırın Sıfır Noktasında
Sınırın Sıfır NoktasındaSelami Çınarcı · Ateş Yayınları · 20246 okunma
Reklam
+80
Bir zamanlar en büyük hayalimizdi büyümek, O zamanlar ne kadar Allah'a dua ederdik çabucak büyümek için, Sahi hatırladınız mı bunları? Bir odamız vardı zamanında sokaklarda oyun oynayacak kadar büyük, Evin dışına çıkmak dünyayı dört gözle tanımak, Sahi sokaktaydı o güzel aşklar, o güzel sevgiler, sevilmeler, Ne hoş bir kelimeydi aşk; İçinden
Sarılmak
"Annem/babam bana sarılmazdı," şikâyetini ne zaman işitsem boğazıma bir yumru oturur. Beni sevmedi/ler anlamına gelir bu şikâyet. Bana kendimi değerli hissettirmediler. Beni önemsemediler. Oysa ne çok sevilmek isteriz. Sonsuzca sevilmek isteriz. Sonsuz merhamet ve şefkatle sarıp sarma- lanmak, kuşatılmak isteriz. Sonsuzluğun şefkati bizi
Annesi cinayeti çağrıştıran bir ihtiyatlılıkla araladı bana giriş kapısını. Fısıldıyordu anne, ama o kadar güçlü ve o kadar yoğun bir şekilde yapıyordu ki bunu, beddua okumasından bile beterdi. “Doktor bey, söyleyin bana böyle bir kıza sahip olmayı hak etmek için ne günah işledim ben! Ah bu başımıza gelenler! Bari mahallede elâlemin kulağına gitmesin, Doktor bey!.. Size güveniyorum!” Hiç bıkmadan usanmadan vah vah tüh tühlerle endişelerini dile getirip, kadın olsun erkek olsun, konu komşu ne der saplantısıyla kendini oyalayıp tatmin oluyordu. Kaygılı bir ahmaklık nöbetiyle trans haline girmişti. Bu durumlar bayağı uzun sürer.
Ah, insanlar… Ne gülünçlerdi! Ne kadar az şey anlıyorlardı..
Sayfa 82
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.