İlk sayıda olduğu gibi bu sayıyı da keyifle okudum. Türkülerin tarihini, hikayesini ilk sayfalarda anlatıyor. Geçen sayıda "Ah Bir Ataş Ver" türküsünün hikayesi, bu sayıda "Sami Efe'nin Destanı"nın hikayesini okudum. "Ozanlarımız" başlıklı bölümde Ali Ekber Çiçek'in vefatının 11.yıl dönümü ile alakalı yazı yayınlanmıştı. Ali Ekber'in yaşam hikayesini anlatıyor. Sonraki sayfalarda Karadeniz müziğinin temsilcisi Resul Dindarla röportaj var. Türkülerle iz bırakan filmler konusunda ise Eşkiya filmi yer alıyor. Filmden sonra müzik aletlerinin yapımında tarihini geçmişini anlatıyor. Bu sayıda kemençeyi Erkan Ketenci'den kavalı ise Sinan Çelik'ten okuyoruz. Sayın'ın son sayfalarında ise zeybeklik kültürünü ve en çok dinlenen 10 türküyü aktarmışlar. Kısacası okuması çok keyifliydi. İster tasarım olsun ister çizimleri olsun oldukça başarılı bir dergi. Diğer sayılarını da okumayı düşünüyorum. Buram buram tarih kokan bir dergi. Keyifli okumalar.
4 Nisan 1953
Dumlupınar Denizaltısı
"Rahatça konuşabilir, türkü söyleyebilir, sigara içebilirsiniz."
'Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen sallan gel ben boyuna bakayım'
youtu.be/Rm_AFS7uDAA
Muzaffer abinin türkü paylaşmasını kıskandın ve en çok sevdiğim türküyü paylaşasım geldi. :D Sayesinde türkünün hikayesini öğrenme fırsatım oldu.
Ah Bir Ataş Ver
Çanakkale Boğazı, Nağra Burnu açıkları
4 Nisan 1953, Saat 02:15
Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile Çarpıştı. Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldı. Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Şamandıradaki telefon hattının öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi.
ah, bir ataş ver, cigaramı yakayım
sen sallan gel, ben boyuna bakayım (x2)
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, yanık olur anaların yüreği
ah, vur ataşı gavur sinem ko yansın
arkadaşlar uykulardan uyansın (x2)
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, yanık olur anaların yüreği
- Alo Dumlu.
- Evet, Dumlu.
- Ben Üsteğmen Suat.
- Evet, efendim ben Selami
- Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
- Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
- Kaç kişisiniz orada?
- 22 kişiyiz.
- Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
- Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile
konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
- iverak etmeyin Kurtaran gerar biz buradayız.
- Efendim manometre 267 kadem gösteriyor
Х doğru mu?
- Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim. - Peki efendim...
Denizaltındaki subay ve astsubay ve erlerin tümüne korkunç gerçek söylendi; kendilerini su yüzüne çıkaramayacaklarını buna imkân olmadığını bildirildi. Artık kendilerine başta söylenen "gerekmedikçe konuşmayın ve sigara İçmeyin " telkininin yerine "konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve isterlerse sigara da içebilirler" denildi. Bunu duyan kahraman denizcilerimizin son sözleri "Sizler sağ olun! Vatan sağ olsun!" oldu. O andan itibaren oksijen bitinceye kadar 72 saat hayatta kaldılar ve "Ah, bir ataş ver cigaramı yakayım, sen sallan gel ben boyuna bakayım..." türküsünü söyleyerek büyük bir tevekkülle son nefeslerini verdiler.
Son sözleri "Vatan Sağ Olsun!" diyerek şehit olan 81 denizcimiz bugün Çanakkale Boğazı nın derinliklerinde ebedi uykularındalar. Vatan sağ ve onlara minnettardır, huzur içinde uyusunlar!
Hani bir türkü var ya,ah bir ataş ver cigaramı yakayım,sen sallan gez ben boyuna bakayım... ila ahir. Kitap böyle sanki acı acı ve yine acı. Aytmatov’un kitaplarını düşününce ne kadar öz benliğine bağlı ne kadar vatan millet aşkıyla dolu bir insan dedim yine. Ama hocanın tüm kitapları acıyla bitmese keşke. Bir ana üç oğul bir gelin. Hicranla yana yakıla biten bir son... keyifli okumalar
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261.4k okunma
İhsan Oktay Anar'ın eşsiz anlatımıyla, efsane cümleleriyle, güzel Türkçesiyle bolca denizcilik terimi kullanarak anlattığı masalsı bir hikayenin içinde bulacaksınız kendinizi. Ah Bir Ataş Ver türküsünün hikayesini bilenler denizaltının içinde yaşananları daha iyi özümseyecektir. İyi okumalar.
Akşam Olur Karanlığa Kalırsın
Yalan Dünya
Ahirim Sensin
Yolun Sonu Görünüyor
Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine
Ah Bir Ataş Ver
Sarı Gelin
Yolcu
Gönül Dağı
Tatlı Dili Güler Yüze
Evvelim Sensin
Neredesin Sen
Zülüf Dökülmüş Yüze
Denizlerin Dalgasıyım
Magusa Limanı
Gesi Bağları
Mihriban
Sarhoş
#Aşık Veysel
#Neşet Ertaş
#Selda Bağcan
#Aşık Mahzuni