Küsmek taşınması zor bir zırh, ağır çünkü. Üç günden sonra belini büküyor insanın. Yaratıcı üç günden sonra taşınmasına izin vermiyor. Birbirinin sevgisinden şüphe duyan sevgililere benziyoruz. İçimize düşen kurdu besleyecek ne çok şey var. Ne çok sebep, karşımızdakinden uzaklaşmak için. Güven tazelemek için söylenen sözler bile yeni yaralar açabiliyor. Yaralar uçuruma dönüşmemeli. Çünkü uçurum, hakemlik yapamaz. Gozlerimizden öpemez uçurum. Sarılamaz bize. Elimizden tutamaz. Ah bir gorebilsek küslüğümüzden kimin karlı çıkacağını..
Görebilsem ah Köpüklü sevinçleriyle görebilsem yunusları
Reklam
Ey aşk perisi, kanatlarının en hızlısını bana ödünç ver ve beni onun diyarına ilet. Ah, ne olur burada kalmasam da, ona yaklaşmaya cesaret etsem! Onu hiç olmazsa, bir sis içinde görebilsem!
–Ayıramazsınız, unutursunuz beni; ama belki bir yıl, heyhat, belki daha da uzun bir süre sonra okuduğunuz hüzünlü bir kaç satır, bir ölüm, yağmurlu bir akşam size beni hatırlatırsa bana büyük lütufta bulunmuş olursunuz. Bundan böyle sizi asla göremeyeceğim, asla... ancak ruhum görebilecek sizi; Bunun için de aynı anda birbirimizi düşünmemiz gerekir. Ben canınız isterse girebilesiniz diye ruhumun daima size açık olması için hep sizi düşüneceğim. Oysa davetli öyle gecikecek ki! Kasım yağmurları mezarımdaki çiçekleri çürütmüş, haziran güneşi yakmış olacak, ruhum her an sabırsızlıkla ağlayacak. Ah! Umarım bir gün bir yadigârın görüntüsü, bir yıl dönümü, düşüncelerinizin akışı hafızanızı benim sevgimin yakınına götürür; o zaman sizi duymuş, görmüş gibi olurum, gelişinizi kutlamak için bütün çiçekler büyüyle açar. Bu ölüyü düşünün. Fakat heyhat! Bütün coşkunluğuyla hayatın, gözyaşlarımızın, sevinçlerimizin ve dudaklarımızın yapamadığını ölümün ve sizin ağırbaşlılığınızın başaracağını umabilir miyim ki?"
Küsmüyorum
“Yaralar uçuruma dönüşmemeli.Çünkü uçurum hakemlik yapamaz.Gözlerimizden öpmez uçurum.Uçurum sarılamaz bize.Elimizden tutamaz.Küslüğümüzden kimin kârlı çıkabileceğini bir görebilsek! Ah,bir görebilsek küslüğümüzden kimin kârlı çıkacağını!”
Sayfa 59
Bugün onu görebilecek mi, göremeyecek mi? Ne söyleyecek? Ne yapacak? Bakışı nasıl olacak? Ne isteyecek? Birlikte olmaktan hoşlanacak mı, hoşlanmayacak mı? Bu sorular Oblomov için büyük bir önem kazanmıştı. "Ah yarabbi, ne olur insan hiç bu sıkıntıları duymadan yalnız aşkı duyabilse! Bu ne belalı şey! Ateş gibi yakıyor içimi. Rahat yok, kurtuluş yok bundan. Birdenbire içime dolan bu kaygılar, tasalar nedir? Aşk bir hayat okulu, ama ne zor bir okul!"
Sayfa 291Kitabı okudu
Reklam
665 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.