''… Ah, keşke yazarlar kadınlar hakkında başka türlü yazmış olsalardı, kastettiklerinden daha açıkça! Biz, bundan başka hiçbir şey bilemeyiz, bu kesin…''
Can Yayınları
Kadın kılığına giren Talat, kadınlara sokaklarda yapılan sarkıntılıkları öfkeyle karşılar. Şöyle der kendi kendine: ''Ah biçare kadınlar, neler çekerlermiş. Biz erkekler onları kukla mesabesinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluruz. Bu ne rezalet ve küstahlık. Bir erkek, tanımadığı başka bir erkeğin yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve hiç görmediği bir kadına gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye başlar.''
Reklam
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz. Ve bir taraftan da kendimizi onlara güldürüyoruz.
Ah biz zavallı kadınlar! Kolayca kanan bizleri Yalnızca sevdiğinize inandırın yeter.
. . Ah! Erkeklerin sevgisine inan­mak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat! Ah biz zavallı kadınlar! Biz evlendiğimizde sanıyoruz ki bir koca, bir yoldaş alıyoruz. Halbuki erkekler... . .
Bir günlüğüne kadın olup sokakta dolaşmış bir erkek.
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürü­melerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söyle­ meye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz.
Reklam
Ah biçare kadınlar! .. Bizi hiç insan yerine koymazlar. Babalarımız istedikleri adama bizi hediye vericeesine verirler. O adamların huyuna suyuna hiç bakmazlar. Biz o adamlarla geçinebilecek miyiz, orasını hiç düşünmezler. Bize bir kere olsun "Falan adamı koca olarak ister misin?" yahut "Kimi koca istersin?" diye sormak yok. Bize sadece "İşte seni falan adama vereceğiz" derler biz de ses çıkarmayız. Ama gönlümüz ne der? "Yarabbi, babamın söylediği adam genç olsun, güzel olsun, iyi huylu olsun." Gerçi bazen öyle çıkar. Fakat bazen de tam tersi olur. Gider bakarız ki bize koca olacak adam altmış yaşında yahut bir gözü kör yahut burunsuz yahut sarhoş yahut ahmak ...
Çünkü yaratan erkeklere bütün dünya olarak biz çocuk kalma hakkını veriyoruz. Daha da beteri, tıpkı her çocuk gibi istedikleri her şeyi hak ettikleri duygusunu yaşama hakkını veriyoruz. Elde edemediklerinde de "varoluşsal kıvranışlar" adı altında şımarıklık etmelerini hoş görüyoruz. Hatta bu yetmiyor, onların derdiyle dertleniyoruz. Ah! Ne çok acı çekiyorlar! Ama kadınlar. . . Onlar yetişkin. Her şeyi hak ettiği büyüsüne kaptıramıyorlar kendilerini. Elde edemediği şeyler yüzünden şımarıklık yapma hakkı olmadığını bilen yetişkinler ...
"Ah biz zavallı kadınlar! Biz evlendiğimizde sanıyoruz ki bir koca, bir yoldaş alıyoruz. Halbuki erkekler bize o gözle bakmıyorlar. Onların evlendiklerinde eşlerine verdikleri değer, satın alacakları bir beygir veya bir arabaya verdikleri değerden azdır."
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
"Ah, biz kadınlar hep böyleyiz, bir yerde Chiopin çalar, dalar gideriz, bitkiler gibi mutlu olacağımız, sessiz, başka bir hayatın hayaline."
Sayfa 125 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Çünkü kadınlar uzun süre oyunlarla oyalanamazlar, çünkü gerçekçidirler.
Biz kadınlar için sevdiğimiz uğruna hiçbir iş çok adi,hiçbir hizmet küçültücü değildir ve ah ben nasıl sevdim seni.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.