Ah Bu Şehrin Her Köşesinde Bir Ayrılık Var Ağaçlara Asılmış Dilekler Gibi Aşklar...
Ne Gel, Ne Git, Ne Gerçek, Ne Mit
Ne Var, Ne Yok, Onda Varsa Bende Yok
Bir Yakınlaş, Bir Uzaklaş, Kovala Sonra Da Kaç Gitgide Aptallaş, Ne Saçma Bir Savaş
Aşkı Harcamanın Seksen Yolu...
Bir Ölümüne Sevenler
Durmadan Denerler
İnatla Kaybederler
İki Yapış Yapış Sevenler
Mesafeler Girince
Nedense Vazgeçerler
Üç Plantonik Sevenler
Hüzünlü Şarkılar Sever
Hayatta Kaybederler
Dört Sevmeden Sevenler
Seviyormuş Gibiler
Daha Çok Küçükler...
"TNK"
youtu.be/f0CyVB4jYZg
Denizin şarkısını dinledin mi hiç?
Yükselip alçalan her dalga birer nota
Ah bir de şu otel yapma sevdamız olmasa
Şarkılar daha çok yayılsa içimize
Denizin kıyıya vuran her dalgasında
Gökyüzü nasıl da güzel eşlik ediyor pırıl pırıl haliyle denizin şarkısına
Karışmış mavileri birbirlerine
Güneş en vefakar dostudur bu şarkının
Yüzünde hep bir gülümseme
Kıyıya vuran hırçın dalgaların aksine
Ama yine de bir şey eksik gibi;
Gel sende katıl bizim şarkımıza
İster deniz ol ister gökyüzü
İstersen ufukta birleştikleri nokta
Bizim şarkımız ulaşsın sonsuza.
#öyle işte
"Bu kitapta yer alan şahıs ve mekanların gerçekle alakaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları... hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır. Şiirden hazetmeyenlet, Grapon Kağıtları'nı yılbaşı ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
“Aşk mektupları elbette yakılmalı,
geçmiş en soylu yakacaktır.”
(Nabokov)
Muhabbet kuşumuz öldü
Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak
Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman
Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna
Uyuyamadığım gecelerin sabahında
Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı