.
.
.
"Ama sanıyoruz, sevgili dostlar, şimdi
Düşünüyorsunuz biz haklı mıyız ki,
Bütün suç
Ve cezanın en büyüğü
Verilmeli mi Veruca Salt'a acaba?
Tek suçlu o mu koskoca dünyada?
Çok şımarık bir kız, hem de çekilmeyecek kadar,
Ama bilirsiniz, şımartamaz kimse kendini bu kadar
Kim şımarttı onu böylesine? Ah kim gerçekten?
Kim var etti neyi istediyse olur olmaz yerden?
Kim yaptı onu böyle arsız bir çocuk?
Kim yaptı bunları? Kimlerdir sanık?
Hiç öyle uzaklara bakmayın
Suçluları hemen yanında arayın.
Onlar - maalesef çok acı -
Onu çok seven ANAsıyla BABAsı.
Sevincimiz sonsuzdur işte bu yüzden
Onlar da kayıyor çöplüğün içinden."
Aşık olduğumda,
çikolata kokardı kırmızı yazgım.
Hayatıma hayat diyemem artık.
Sarı yazgım her sonbahar onu biraz daha fazla, ömür yaptı.
Maviye de, yeşile de dili dönmez ömrümün artık.
Kara yazgımı şimdi kim bilir
Hangi kitabın arasında saklıyorsun Tanrım?
Ah .. dedim sonra
Ah!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi,
Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan.
Yıllarca biriktirdim
rengarenk çokomel kağıtlarını kitap aralarında.
Aşık olduğumda,
çikolata kokardı kırmızı yazgım.
Hayatıma hayat diyemem artık.
Sarı yazgım her sonbahar onu
biraz daha fazla, ömür yaptı.
Maviye de, yeşile de dili dönmez ömrümün artık.