Ah diyojen ah
Marcus Aurelius, "Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikâyet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir,"
Sayfa 37 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Ah şu insanoğlu..
Yalnızca yalanlara şahit olmak nadiren karşılaştıkları gerçekleri hemen tanımlarını sağlıyordu.
Sayfa 47 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Evet, hapishaneler ve tımarhaneler olmayacak, gerçek de, sizin ifade buyurduğunuz gibi, zafer kazanacak ama işin aslı değişmeyecek, doğa yasaları olduğu gibi kalacak. İnsanlar şu anda olduğu gibi hastalanacak, yaşlanıp ölecekler. Yaşamınızı ne kadar muhteşem bir şafak aydınlatırsa aydınlatsın, eninde sonunda sizi tabuta takip bir çukura atacaklar." "Peki, ya ölümsüzlük?" " Ah, daha neler!" "Siz inanmıyorsunuz ama ben inanıyorum. Dostoyevski mi yoksa Voltaire mi onlardan birisi Tanrı olmasaydı, insanlar onu icat ederdi demiş (voltaire'in sözlerini Dostoyevski de Kramazov Kardeşler'de kullanmıştır.) Ben de, şu anda olmasa bile yüce insan aklının er ya da geç ölüme bir çare bulacağına yürekten inanıyorum." Andrey Yefimıç keyifle gülümseyerek, "Güzel söylemiş," dedi. " inanıyor olmanız iyi. Böylesi bir inançla insan, duvara gömüp üzerini taşla örtseler bile, yaşayıp gider. Bir yerde eğitim almış mıydınız?" "Evet, üniversiteye gittim ama bitirmedim." "Siz düşünün, derin düşünceli birisiniz. Hayatı kavramaya çalışan ve dünyanın aptalca telaşını tam anlamıyla aşağılayan özgür ve derin bir anlayış, bunlar insanoğlunun daha yücesini asla bilmediği iki nimet. Siz de her ne kadar kat kat parmaklıkların arkasında yaşasanız da, onlara sahip olabilirsiniz. Diyojen bir fıçı içinde yaşadı ama dünyaya hükmeden bütün carlardan daha mutluydu."
OKU/MALAR İlkay Coşkun'un "+ UÇ" şiir kitabına değini: Şiir ve deneme yazılarıyla farklı dergilerde imzasına sıkça rastladığımız İlkay Coşkun, edebiyat dünyamıza katkı sağlayan üretken bir şair/yazar. Daha önce sırasıyla:"Yüreğimden Süzülen Nağmeler, Düş Yolcusu, Bilonsa ve Bimola" adlı şiir kitapları ile "Kahve
(1872'de mizah dergisi Diyojen'de yayınlanan ve Sadrazam Mahmud Nedim Paşa'yı yeren hicviye) Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti Yok idi Ni'metinin râhatının hiç adedi Çeşmi şehlâ nigehi fârik iken nik ü bedi Sardı etrafını bin dürlü adular Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Keyfi
Alparslan'ın Anadolu'yu Türkler'e Hedef Göstermesi
"Sultan: "Romalıların Allah'ı yoktur. İranlılarla Romalılar arasında akdedilmiş olan dostluk ve ittifak yemini bu gün çözülmüş oldu. Bundan sonra Haça tapınan bütün milletler kılıçla mahvedilecek ve bütün hristiyan milletleri esaret altına alınacaktır" dedi. O, Diyojen'i hatırlayıp ah çekiyor ve bütün İranlılarla beraber onun akıbeti için ağlıyordu. Sultan, Horasanlılara hitaben: "Bundan sonra aslan yavruları gibi olunuz, bütün memleketleri kartal yavruları gibi süratle kat'edin, hristiyanları gece gündüz durmadan kılıçtan geçirin ve Romalılara karşı asla merhamet duymayın,, dedi."
Reklam
Mütenebbi ve Aristotales
Yunan filozofu meşhur Aristotales ile Mütenebbi'nin sözleri arasında uygunluk görülmekte olduğu, araştırıcılar tarafından haber verilmiştir. Hatta 'Ebu Ali Muhammed b. el-Hasan b. Muzaffer el-Hatemi', yukarıda adları geçen iki zatın birbirine uyan sözlerini toplayan güzel bir risale tertip eylemiştir. Bu hal, Mütenebbi tarafından Aristotales'in
Birgül Polat
Sevmek,fazlaca bir aydınlıkta Kör olmak gibidir Tanıdığın, bildiğine yabancı... Bir bakışın, iki anlama gelmeye başlaması ile, Sonuna gelirsin bölüp çoğalttığın bir ayıbın... Ki bu 'ayıp', bir vakitler resmi işçisiydi sevdanın Denize olta diye gözlerini atardı, Sonra da uzun uzun gözlerinmiş gibi, denize bakardı Seni düşünmek yani Yemeğe tuz
"İstediği gibi yaşayan insan özgürdür. Ona kimse şiddet uygulayamaz, kimse önünde duramaz ve kimse hiçbir şeye mecbur bırakamaz. Onun dürtüleri engellenemez, arzularıyla amaçları birdir. Kaçındığı şeylere yenik düşmez. Bana sorarlar, peki sen özgür müsün? Ah, Tanrı yardımcım olsun özgür olabilmek için her gün dua ederim. Ama yine de efendilerimin yüzüne pervasızca bakamam ya da hâlâ şu zavallı bedenimi önemserim. Onu korumak için elimden geleni yaparım." "Ama size özgür bir adamı göstereyim. Diyojen özgürdü. Bir ailesi vardı, yok değildi ama Diyojen kendisi özgürdü. Onu alıkoyacak her şeyden kendini uzaklaştırmıştı. Ona yaklaşmak, onu etkisi altına almak kimse için mümkün değildi. Onun üzerinden her şey akardı. Her şey ona çok gevşek bağlarla bağlıydı. Sahip olduklarını almak mı istediniz? Almanızı onların peşinden koşmaya tercih ederdi. Bu onun bir uzvu, hatta bütün vücudu bile olabilirdi. Akrabalar, arkadaşlar, memleket... Onun için bunların hepsi alınabilirdi. Ancak gerçek memleketi, tek memleketi olan Tanrı'sını hiçbir zaman bırakmadı. Zira gelip geçen her şeyin başlangıcının O olduğunu bilirdi."
kendinden emin oluşun verdiği haz...
Onunla ilgili kötü konuşan birine şöyle demiştir: “Nasıl ki ben seninle ilgili iyi şeyler söylediğimde kimse bana inanmazsa sen de benimle ilgili kötü şeyler söylediğinde kimse sana inanmaz.”
Reklam
Bir keresinde de olimpiyatlardan döndüğünde sorarlar: “Kalabalık mıydı?” Diyojen cevap verir: “Kalabalıktı ama tek bir adam görmek mümkün değildi.” Bir başka seferde de hamamdan çıktığında “içeride kimse var mıydı?” diye sorarlar. “Hayır” der. Şaşkın bir halde, “Kalabalık değil miydi yani?” diye üstelerler. “Çok kalabalıktı” der.
“Yalakaların eline düşmektense kargaların eline düşmek yeğdir. Yalakalar insanı canlıyken yerler ”
"Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet, değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve bu ikisini birbirinden ayırmak için akıl ver."
Sayfa 46 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Bu hayatımda duyduğum en iyi ve tuhaf iltifat ah Diyojen
Dinleyicilerin hiç yüz vermediği kitharacıyı “Merhaba horoz!” diye selamladı; beriki “Neden horoz?” diye sorunca, “Çünkü şarkı söylerken herkesi uykusundan uyandırıyorsun” diye karşılık verdi.
ah ! Diyojen : )
bir gün bir adam O' nu zengince döşenmiş bir eve soktu ve şöyle dedi : ' sakın yerlere tükürme' . canı tükürmek isteyen Diyojen , adamın suratına bir balgam attı ve ona , bulduğu tek pis yerin orası olduğunu ve oraya tükürdüğünü haykırdı.
Resim