"Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet. Ne küstahlık!"
Kadın Kılığına Giren Talat, Kadınlara Sokaklarda Yapılan Sarkıntılıkları Öfkeyle Karşılar. Şöyle Der Kendi Kendine:
— “Ah Biçâre Kadınlar, Neler Çekerlermiş. Biz Erkekler, Onları Kukla Mesabesinde Kullanıyoruz. Yolda Serbest ve Rahat Yürümelerine Mani Oluruz. Bu Ne Rezalet ve Küstahlık! Bir Erkek, Tanımadığı Başka Bir Erkeğin Yüzüne Bakmaz, Söz Söylemez; Lâkin Tanımadığı ve Hiç Görmediği Bir Kadına Gülerek Yüzüne Bakmaya ve Söz Söylemeye Başlar.”
Tolstoy, bu kısacık ama etkili romanını sanki önce ölmüş, sonra da tövbeestağfurullah, İvan İLYİÇ kimliğiyle dirilip yazmış gibi. Ölüm döşeğindeki hasta bir adamın acılarını ve o ölüm anını başka türlü yazıp hissettirmesinin başka bir açıklaması ''büyük yazar'' olmasından mı? Tamam, o da olabilir ama ilk söylediğim sanki daha mümkün :) Kitabı
Ah bu erkekler, hem kadınsız yapamazlar hem de birikmiş ne kadar öfkeleri varsa hepsini de kadınlara yönlendirirler. Dostları da kadınlar, düşmanları da. .
"Ah bu erkekler, hem kadınsız yapamazlar hem de birikmiş ne kadar öfkeli varsa hepsini de kadını yönlendirirler. Dostları da kadınlar, düşmanları da..."