"Ah bu eksiklik duygusu,
İnsan değilim sanki bir denklemim."
Ah kadınlar, kadınlar, siz sâde aşkınıza, sâde fedâkârlık ulviyetine müştak ve mağlub olup mahmum ve mesud (yüceliğine özlemli ve duygularınıza yenilmiş olup ateşli ve mutlu) yanarken, erkeklerin kalbinde ne çirkin, ne hâin, ne bi-gâne hisler (yabancı ve ilgisiz duygular) olduğunu bir bilseniz...
Ah, bu aşk nasıl birkaç saniyelik mutlulukları uzun elemlerle, acımasız pişmanlıklarla paramparça ediyor ve bunun zorunlu olarak böyle süreceğini, hiçbir çâre olmadığını görmek onu ne kadar eziyordu.
''Hayatın o kadar acı veren kötülükleri arasında bir aşk var diye ruhunun bütün özlemiyle ona sarılmışken ondan da böyle hakaret görmesi, onun da böyle uzaklaşması o kadar acı geliyordu ki emellerinin bu çöküşü içinde tekrar, 'Ah Eylül... Eylül... Hayatın mutluluğu bilmemekte, anlamamakta! Hâlbuki onu yaşayıp bilmemek mümkün değil.. Bir kere Eylül geldi mi, boşuna... Hiçbir umut...' inliyor ve önündeki hayatını uzun, renksiz, yorgun günlerle dolu görerek sabır ve tahammüle gücünün yetmeyeceğini zannediyordu.''
Sayfa 288Kitabı okudu
"Eylül, ah işte eylül! Ne yapılsa nafile... Bak, her şey bitti."
Ah, ara sıra ruhunu heyecanla ürperten o saf meyil ve anlama daima olsaydı... Herkes gibi o da hayatı sade, ilk renkli masum gözlerle görseydi... Hayat onu kollarının arasına alıp tırnakları, dişleri ile parçalayarak bu hâle getirmemiş olsaydı...
Sayfa 73Kitabı okuyor
Bu sefer Necip konakta bir hafta görünmedi. Suat evvela bundan memnun olurken gittikçe endişe ve kasvet gelmeye başlıyor, onun varlığından da yokluğundan da kederlendiğini görüp, "Ah bu aşk ne acı bir yaraymış, ne uğursuz şeymiş!" diyordu. Onu o kadar çok sevmişti o kadar çok sevmişti ve severken saadete o kadar yaklaşmıştı ki hayatının bu darbeden kırılmaması mümkün değildi.
Ah, bu dünyada herkes kendisini, yalnızca kendisini, hatta başkalarının zararına olarak kendisini mi düşünürdü?
..Ah bu aşk ne derin bir yara imiş ne kötü şeymiş..
..Ah..onu nasıl bir şey zannetmişti halbuki hep...hep boş..
..Ah kadınlar, kadınlar; siz sadece aşkınıza, sadece fedakârlık yüceliğinize özlem duyup duygularınıza yenilip ve mutlu yaşarken erkeklerin kalbinde ne çirkin, ne hain, ne yabancı duygular olduğunuzu bilseniz...
Ah insanlar! Şu insan kalbi!.. Yüz bin manalı bir düğüm... İçinden çıkmak mümkün değil...
.
.
"Ah, insanlar, şu insan yüreği, yüz bin anlamlı bir bilmece... içinden çıkmak mümkün değil!"
.
.
Sayfa 38Kitabı okuyor
"Ah insanlar! Şu insan kalbi!... Yüz bin manalı bir muamma...
İçinden çıkmak mümkün değil..."