Ah, dostum John, bu tuhaf bir dünya, hüzünlü bir dünya, acı, ızdırap, dert dolu bir dünya: ama yine de Kral Kahkaha geldiğinde, herkesi çaldığı ezgiyle oynatıyor. Kanayan yürekler, kilise avlusundaki kemikler, düşerken yakan gözyaşları -hepsi onun o gülümseyen ağzı ile çaldığı müzikle oynuyor. Ve inan bana, dostum John, geldiği iyi oluyor. Ah, biz erkekler ve kadınlar, bizi farklı yönlere çeken zorluklar yüzünden, gergin halatlar gibiyiz. Sonra gözyaşları gelir ve halatlara yağan yağmur gibi gerer bizi, ta ki, belki, gerginlik çok fazla olup, biz kopana kadar. Ama Kral Kahkaha güneş ışığı gibi gelip gerginliği azaltır ve yüklerimizi taşımaya devam ederiz.