Ah, ne hain yaratıklar şu kadınlar. Kadının ne olduğunu, kalbini kime adadığını ancak şimdi anladım. Bunu ilk anlayan benim galiba:Kadın şeytana aşıktır. Evet şaka etmiyorum. Fizikçilerin hakkında yazdıklarının hepsi saçma, o sadece şeytanı sever.
''Ah, kadınlar! Anlaşılmaz bir bilmece... Kimi zaman vahşeti ve şiddeti zayıf okşamalara, belirsiz ilgilere yeğlerler.''
Sayfa 46
Reklam
Raskolnikov, anlattıklarından sonra sekreterin ona karşı daha bir önemsemez, küçümser davrandığını fark etmişti. Ama çok tuhaftır, birden kim olursa olsun, hiç kimsenin düşüncesini umursamadığını fark etmişti. Ondaki bu değişiklik bir anda, bir dakika içinde olmuştu. Biraz düşünmek isteseydi kuşkusuz şaşardı bir dakika önce onlarla böyle nasıl
Sayfa 140
Ah, korkarım ki kadınlar zulmü her şeyden çok takdir eder. İçgüdüleri inanılmaz derecede ilkeldir. Biz onları özgürleştirdik ama onlar efendilerini arayan köleler olmayı sürdürüyor. Hükmedilmeye bayılıyorlar.
Aklınızla yaşadığınızda, ebette eğer kafanız çalışıyorsa, hayat en eğlenceli oyundur. Sadece kremasını alıp erkeklerin, paranın, şehirlerin ve zamanın, yürüyüp gidersiniz. Ah! Bir kadının yaşayabileceği en güzel hayatı yaşadım. Yıllar böyle geçti. Ben yaşlanmıyordum. Çünkü, dedim ya, bir kalbim yoktu, sadece ayakkabılarımın üzerinde yaşıyordum.
Sayfa 247
Bacaklarındaki el gergin, okşamakla kanmamış daha ileri kaydı. kadının sonradan kazandığı o ek-içgüdüyle bacaklarını kıstı. annesi, küçükken orasını kurcaladığını gördükçe eline iğne batırırdı. salt oraya verilen önem... 'dalgın olduk mu gerçek benliğimizle davranıyoruz. ben de öteki nazlı dişiler gibi miyim?' kendini yeniden koyuvereceği sıra erhan'ın eli bacaklarından ayrıldı. kini, istediğini karşı gelinmiş şımarık bir oğlan sesi duydu: - ne o, yoksa kız mısın? önce şaştı. 'ah, bu kadarı fazla... ' içinde yıkıcı, acı verici bir deprem başladı. dönüp baktı. şu yakışıklı erkek işte buydu. artık tanıyordu onu. şiirlerin, kitaplardan kapma büyük sözlerin yapma süsünden sıyrılmış; beylik yargılarla dolu, bayağı. böyleleri için n önemlisi kızlıktı. oysa b.'nin ona vermek istediği şeyin yanında kızlık neydi ki? yarın gidip bu kızlık dedikleri şey tanımadığı bir erkeğe verecekti. (hey gidi öfke, sen insan aklına daha saçma düşünceler bile getirebilirsin.) yanındaki erkek bunun sorumluluğunu almaktan korkar. biliyor korkaktır o. ona sarılmaktan, onunla öpüşmekten tat aldı diye onu hor gördü. 'bulaşık bezi. vıcık vıcık... ' onların gözünde bütün kadınlar birdir. amaçlarına götürmekteki başarısı denenmiş o pek rahat 'sıra'larını bozmazlar. önce el tutulur, sonra öpülür, sonra memeler okşanır; en son etekliğin altı gelir.'ben onun için yeni bir kobayım, bir deney hayvanı... ' birden suya düşmüş gibi üşüdü.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.