Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ah çaresiz kadınlar neler çekerlermiş! Biz erkekler onları kukla yerine kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine engel oluruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek, hiç tanımadığı bir başka erkeğe rast gelse yüzüne bakmaz , söz söylemez ancak tanımadığı ve hiç başka defa görmediği bir kadına rast geldiği gibi, gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymayız. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkarız."
Kadın kılığına giren Talat, kadınlara sokaklarda yapılan sarkıntılıkları öfkeyle karşılar şöyle der kendi kendine: Ah zavallı kadınlar, neler çekerlermiş! Biz onları kukla yerine kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine engel oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek, tanımadığı bir başka erkeğe rast gelse yüzüne bakmaz, söz söylemez ama tanımadığı ve hiç görmediği bir kadına rast geldiğinde, gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek ki, biz kadınları insan yerine koymayız, kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkarız. Serbest gezip dolaşmalarına, eğlenmelerine engel oluruz.
Reklam
Kadın kılığına giren Talat, kadınlara sokaklarda yapılan sarkıntılıkları öfkeyle karşılar. Şöyle der kendi kendine: "Ah biçare kadınlar, neler çekerlermiş. Biz erkekler onları kukla mesabesinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluruz. Bu ne rezalet ve küstahlık. Bir erkek, tanımadığı başka bir erkeğin yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve hiç görmediği bir kadına gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye başlar."
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
İkimiz de genciz, ikimizin de bir kalbi var, Ah, neden böyle ayrı duralım biz?
Sayfa 187Kitabı okudu
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz.
Reklam
Ah zavallı kadınlar neler çekerlermiş! Biz erkekler onları kukla gibi kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mâni oluyoruz. Bu ne rezalet ! Ne küstahlık...
Sayfa 61
''… Ah, keşke yazarlar kadınlar hakkında başka türlü yazmış olsalardı, kastettiklerinden daha açıkça! Biz, bundan başka hiçbir şey bilemeyiz, bu kesin…''
Can Yayınları
Kadın kılığına giren Talat, kadınlara sokaklarda yapılan sarkıntılıkları öfkeyle karşılar. Şöyle der kendi kendine: ''Ah biçare kadınlar, neler çekerlermiş. Biz erkekler onları kukla mesabesinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluruz. Bu ne rezalet ve küstahlık. Bir erkek, tanımadığı başka bir erkeğin yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve hiç görmediği bir kadına gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye başlar.''
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz. Ve bir taraftan da kendimizi onlara güldürüyoruz.
Reklam
Ah biz zavallı kadınlar! Kolayca kanan bizleri Yalnızca sevdiğinize inandırın yeter.
. . Ah! Erkeklerin sevgisine inan­mak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat! Ah biz zavallı kadınlar! Biz evlendiğimizde sanıyoruz ki bir koca, bir yoldaş alıyoruz. Halbuki erkekler... . .
Bir günlüğüne kadın olup sokakta dolaşmış bir erkek.
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürü­melerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söyle­ meye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz.
Ah biçare kadınlar! .. Bizi hiç insan yerine koymazlar. Babalarımız istedikleri adama bizi hediye vericeesine verirler. O adamların huyuna suyuna hiç bakmazlar. Biz o adamlarla geçinebilecek miyiz, orasını hiç düşünmezler. Bize bir kere olsun "Falan adamı koca olarak ister misin?" yahut "Kimi koca istersin?" diye sormak yok. Bize sadece "İşte seni falan adama vereceğiz" derler biz de ses çıkarmayız. Ama gönlümüz ne der? "Yarabbi, babamın söylediği adam genç olsun, güzel olsun, iyi huylu olsun." Gerçi bazen öyle çıkar. Fakat bazen de tam tersi olur. Gider bakarız ki bize koca olacak adam altmış yaşında yahut bir gözü kör yahut burunsuz yahut sarhoş yahut ahmak ...
Çünkü yaratan erkeklere bütün dünya olarak biz çocuk kalma hakkını veriyoruz. Daha da beteri, tıpkı her çocuk gibi istedikleri her şeyi hak ettikleri duygusunu yaşama hakkını veriyoruz. Elde edemediklerinde de "varoluşsal kıvranışlar" adı altında şımarıklık etmelerini hoş görüyoruz. Hatta bu yetmiyor, onların derdiyle dertleniyoruz. Ah! Ne çok acı çekiyorlar! Ama kadınlar. . . Onlar yetişkin. Her şeyi hak ettiği büyüsüne kaptıramıyorlar kendilerini. Elde edemediği şeyler yüzünden şımarıklık yapma hakkı olmadığını bilen yetişkinler ...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.