Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
LÜTFEN OKUYUN!
SONUNA KADAR OKUYUN! İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor: - Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi; - Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Reklam
680 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
PESSOA VE HUZURSUZUĞUN KİTABI ÜZERİNE
Peki, kim kurtaracak beni var olmaktan? Ne ölümdür istediğim ne de hayat.* 13 Haziran 1888 saat 15.20'de, Largo de S. Carlos'ta, 4 numaralı evin soldan dördüncü katında, aynı zamanda müzik eleştirmenliği de yapan adalet bakanlığı görevlisi Joaquim de Seabra Pessoa ile Maria Madalena Xavier Pinheiro Nogueria'nın ilk çocuğu Fernando
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,4bin okunma
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Cehennemin Anahtarı İSA PEYGAMBER ZAMANINDA, ömrünü günahlarla mahveden; cahil, korkusuz ve merhametsiz bir adam yaşardı. Günah batağına o kadar batmış ki kendisinden şeytan bile utanırdı. Günlerini hep boş yere geçirir, insanlara rahat yüzü göstermezdi. Başında kibir çok, fakat akıl yoktu. Karnı haram lokmalarla doluydu. Eteği eğriliklere
ah kim çıkar aramızda, kim kurşunlarla delik deşik bir akciğer hırıltısına bir şiir düzebilir, kim bir idam mahkumunun çığlığını şiire dökebilir, kim bilebilir o ölçüyü, bir ırza tecavüze uygun düşecek o ritmik öl­çüyü, kim makinelilerin uluyuşunu verecek bir vezin bilebilir ve bir sözcük, artık içinde göğün yansımadığı, yanan köylerin bile yansımadığı ölü bir at gözünün yeni susmuş çığlığını anla­tabilecek bir sözcük bulabilir, hangi basımevinde yük vagon­larının pas kırmızısı, bu dünya yangını kırmızısı, ak insan tenindeki bu kurumaya başlamış kan kabuklu kırmızı için bir harf bulunabilir?
Sayfa 88 - Afa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
HAYAL AYNASINDA YAŞAM GERÇEĞİ Yakınlaşmış bir ölüm mü? İnsan alışıyor bir şekilde, Benim aklım sen de hala. Susuşunda. Gözlerini kaçırışında kaldı aklım. Gidişinde en çok..." Bazen insan, aynada gördüğünden eksik ya da fazla gelir kendine. Bazen insan, hiç başına gelmeyeceği sandığı şeyleri yanı başında bulur da, inanamaz yaşamın
Hayal Meyal
Hayal MeyalTarık Tufan · Profil Yayınevi · 20165,5bin okunma
Yiğitsi suskun ve yalnızsı ozanlar gitsin de bir ayakkabı­nın nasıl yapıldığını, bir balığın nasıl tutulduğunu ve nasıl ça­tılarda akan yerlerin onarıldığını öğrensinler, çünkü işleri tü­müyle gevezeliktir ozanların, acılı, kanlı, umutsuz; mayıs ge­celerine, guguk ötüşlerine, dünyanın gerçek sözcüklerine kar­şı gevezeliktir. Çünkü aramızda, ah kim çıkar aranızda, kim kurşunlarla delik deşik bir akciğer hırıltısına bir şiir düzebi­lir, kim bir idam mahkumunun çığlığını şiire dökebilir, kim bilebilir o ölçüyü, bir ırza tecavüze uygun düşecek o ritmik öl­çüyü, kim makinelilerin uluyuşunu verecek bir vezin bilebilir ve bir sözcük, artık içinde göğün yansımadığı, yanan köylerin bile yansımadığı ölü bir at gözünün yeni susmuş çığlığını anla­tabilecek bir sözcük bulabilir, hangi basımevinde yük vagon­lannın pas kırmızısı, bu dünya yangını kırmızısı, ak insan te­nindeki bu kurumaya başlamış kan kabuklu kırmızı için bir harf bulunabilir?
Sayfa 88 - AfaKitabı okudu
"Ah kim çıkar aramızda..."
Yiğitçe bir suskunluk ve yalnızlık içindeki ozanlar gitsin de bir ayakkabının nasıl yapıldığını, bir balığın nasıl tutulduğunu ve nasıl çatılardaki akan yerlerin onarıldığını öğrensinler, çünkü işleri tümüyle gevezeliktir ozanların, acılı, kanlı, umutsuz; mayıs gecelerine, guguk ötüşlerine, dünyanın gerçek sözcüklerine karşı gevezeliktir. Çünkü aramızda, ah kim çıkar aramızda, kim kurşunlarla delik deşik bir akciğer hırıltısına bir şiir düzebilir, kim bir idam mahkumunun çığlığını şiire dökebilir, kim bilebilir o ölçüyü, bir ırza tecavüze uygun düşecek o ritmik ölçüyü, kim makinelilerin uluyuşunu duyuracak bir vezin bilebilir ve bir sözcük, içinde gökyüzünün artık yansımadığı, yanan köylerin bile yansımadığı ölü bir at gözünün yeni susmuş çığlığını anlatabilecek bir sözcük bulabilir, hangi basımevinde yük vagonlarının pas kırmızısı, bu dünya yangını kırmızısı, ak insan tenindeki bu kurumaya başlamış kan kabuklu kırmızı için bir harf bulunabilir? Evlerinize gidin, ey ozanlar, ormanlara gidin, balık tutun, odun kesin ve yiğitçe bir iş yapın: Susun! Yalnız kalbinizin guguk çığlığını sükûtla geçiştirin. Çünkü ne bir kafiye ne bir vezin vardır bunun için, ne oyunlar ne şiirler ne de psikolojik romanlar guguk çığlığına dayanabilir ve ne sözlüklerde ne basımevlerinde senin sözsüz dünya öfken, senin ıstırap zevkin, senin aşk acıların için bir sözcük ya da bir harf bulunur.
Sayfa 157 - YKY, 1 Baskı- Aralık 2016
– Anna Andreyevna, madrabazın biri! O, seni de beni de bütün dünyayı da aldatır! Öteki bayanla sorunu daha iyi halledeceğini bildiğim için seni bekledim. – O bayan da kim? – Mme Andrakova. Ben her şeyi biliyorum. Onun sendeki mektuptan korktuğunu kendin söyledin… Utanarak: – Hangi mektup? Yalan söylüyorsun… Onu gördün mü, diye homurdandım. –
Reklam
Lucas, yeni konferans verme sanatı
Bu parça (eliyle daha büyük bir dikkatle masaya dokunuyor ve ilk kez görüyormuş gibi bakıyor ona) maddenin tüm ifadeleri gibi son derece somut aynı zamanda değişkendir. Nedir bu ellediğim? Tahtadır pek tabii ve bir tüm olarak düşünülürse sizinle benim aramda bulunan hacimli bir eşyadır, bizi lanet olası maun köşeleriyle bir biçimde ayıran bir
Zahmin
Bu aciya bu kadar siir fazla… Askin esref saati… Kanimi yalayip içime biriken suskularin hayalet cümleleriyle konusmaktayim. Yitirerek susan ve kiyasiya tükenen sensin. Belki de sesimin ucundaki kundaklanmis ceset bundan. Ucumu kaybediyorum gözlerimin önünde git gide; aski bir daha yitirmek adina. ‘O’ sehrin bogazima ilistirdigi ünlemleri
kim neyi unuttuysa aklımda..! on adım gerisinden geliyorum herkesin... aralıkmış hem de onu bi kaç saat oldu o aralık kapıdan geçeli Hoş mu geldim bilemem hoş mu buldum bunu da kimse bilemez. Sıkıştırılmış bi ömür dolu mu boş, Her insanda her şeyden biraz varmış olumlu olumsuz hangisini seversen o büyürmüş Ah aşk en çok seni sevdim
Bir İsyan mıdır Bu Kandan Daha Kırmızı?
''... aramızda, ah kim çıkar aramızda, kim kurşunlarla delik deşik bir akciğerin hırıltısına bir şiir düzebilir, kim bir idam mahkumunun çığlığını şiire dökebilir, kim bilebilir o ölçüyü, bir ırza tecavüze uygun düşecek o uygun ölçüyü, kim makinelilerin uluyuşunu duyurabilecek bir vezin bilebilir ve bir sözcük, içinde gökyüzünün artık yansımadığı, yanan köylerin bile yansımadığı, ölü bir at gözünün yeni susmuş çığlığını anlatabilecek bir sözcük bulabilir, hangi basımevinde yük vagonlarının pas kırmızısı, bu dünya yangını kırmızısı, ak insan teninde bu kurumaya başlamış kan kabuklu kırmızı için bir har bulunabilir?..''
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.