Momo...
Kendimizi kısıtladığımız, planlarla, programlarla hapsettiğimiz, iş, mesai, makam, mevki diyerek hep tasarruf ettiğimizi sandığımız o “zaman" bulamacına, tatlı mı tatlı gizemli ve uysal, insanları dinleyip onların kalplerine çiçek tohumları eken Momo adlı küçük kızın şifalı elleri ve sözleriyle hoş ve düşündürücü bir bakış sunuyor. Duman adamlar, saat çiçekleri, zaman tasarrufu...
Sevgili küçüğüm Momo;
Bizim dünyamıza da uğra. Bir sürü saat çiçeği getirmeyi de unutma. Çünkü dünyamız duman adamlarla dolu...
Bizi sevmeyi unutma. Biz de seni seviyoruz!
Senin olan
Arkadaşların.
Sonunda Momo' num gerçek sesini duydu."Bizi kimse tanımamalı" diyordu ses uzaklardan yankılanırcasına, "Bizim varlığımızı hiç kimse bilmemeli... Ve ne yaptığımızı... Kimsenin bizi hatırlamamasına çalışıyoruz... Bizi kimse bilmedikçe işimizi yürütebiliriz... Çok güç bir iş, insanların yaşamlarından saatler, dakikalar, saniyeler aşırmak... Çünkü onların tasarruf ettikleri her an, onlar için bir kayıp... Bizim içinse kazanç... Onları biriktiriyoruz... Onlara muhtacız... Zamana doymak bilmeyiz... Ah, zamanımızın ne değerli olduğunu sizler bilmezsiniz... Ama biz... Biz iyi biliriz... Sizleri kemiklerinize kadar sömürürüz...Hep daha fazlasını... Daha, daha fazlasını... Çünkü biz de çoğalıyoruz... Daha çok... Gittikçe daha çok...
Bu son sözler Duman adamın ağzından bir hırıltı gibi çıkmıştı. Şimdi ağzını iki eliyle sımsıkı tutmuş kapatıyordu. Gözleri yuvalarından dışarı uğramış, Momo' ya bakakalmıştı.